Page 11 - Bizim Gırgır Sayı 1
P. 11

Bursa-Keleş taraflarında beş erkek kardeşin bacısı olan Sarı Kız güzelliği ile çevrede dillere destandır. Sarı
               Kız’ın yüz güzelliği, endamı yanında iyilikseverliği de herkeste hayranlık uyarmaktadır. Delikanlılar onunla
               evlenmek için can atmaktadır. Ama Sarı Kız’ın evlenmek gibi bir düşüncesi yoktur. O’nun bu düşüncesi yanlış
               yorumlanarak dedikodu yapmaya sebep olur. Yalan ve kötülük insanın cevherinde yok ise dedi-kodu yapilmasi
               ne gam. Ancak beş civanmert delikanli, kız kardeşleri hakkında ileri geri konuşulmasına dayanamazlar.
               Çevreden kulaklarını doldururcasına; – şunlara bakın bir de adam gibi geziyorlar, diye söylenirler. Sarı Kız’in
               kötülüğünü gören yoktur. Evlenmemesi ve arasıra ortadan kaybolması dedikoducu insanların konuşmalarına
               sebep olmaktadır. Güzeller güzeli Sarı Kız en çok ağabeylerinin, anne ve babasının üzülmesine
               dayanamamaktadır. Bir günahı ve suçu yoktur ki onu telafi etsin. İnsanlarin ağzı torba değildir ki büzsün.
               Aile meclisi toplanır. Ağabeyleri, ruhunun da yüzü gibi temiz ve güzel olduğuna inandıkları Sarı Kız’ı Domaniç
               Ilıcaksu’daki hocaya göndermeye karar verirler. Böylece dedi kodu belli bir müddet sonra bitince bacılarını
               geri getireceklerdir. Sarı saçlı, gül endamlı Sarı Kız, gecenin en karanlik vaktinde ağabeyleri tarafından yola
               çıkarılır. Sarı Kız bağrı kaba çalılı tepelere bakar, göremez. Her gün su doldurdugu çesmeye bakar, göremez.
               Gördügü koyu bir karanlıktır. Gittiği yer gibidir. Karanlık, binbir meçhuliyeti içinde saklamaktadir. Geçmiş ve
               gelecek türlü suallerle birbirine karışır. Ama o, kaderine razıdır. Ağabeyleri doğruluğuna ve dürüstlüğüne
               inandıkları hocaya bacılarını emanet ederler. Sarı Kız, bilmediği bir çevrede, tahmin edemeyeceği geleceğine
               teslim edilmiştir. Saatler gün, günler ay olur. Ilıcaksu’yun üzerine güneş doğar ve batar. Her doğus binbir
               umutla başlar. Her batış bir muhasebeyi, kâr-zarar durumunu düşündürür. Birbirini tanıma zamanı geçince,
               ruh hallerini tahlil etme vakti başlar. Sarı Kız’ın bazı davranışlarına anlam veremezler. Hele aradıklarında
               bulamayınca akıllarından yüzlerce yorum geçer. Sonunda Hoca ve eşi, dedikodu yapılacağindan korkarak Sarı
               Kız’ın ağabeylerine Ilıcaksu’ya çok acele gelmeleri için haber gönderirler. Hoca ve eşi Sarı Kız’ın arasıra
               kaybolduğunu belirterek “Bacınızı alıp götürün derler. Agabeyleri alelacele Sarı Kız’ın odasına girerler. Sarı
               Kız, kırk kız ile beraber Huşu içinde namaz kılmaktadırlar. Sarı Kız ile beraber kırk kız sırlarının ortaya
               çıkmasının telaşı ile dışarı fırlarlar. Şimdiki suyun başında bulunan kayanın içine girerek kaybolurlar. Tam bu
               sırada kayanın dibinden su çıkmaya başlar. Kısa sürede su Ilıcaksu derelerini doldurur. Suyun içinden her an
               çıkan su kabarcıkları Sarı Kız ile kırk kız’ın soluklarıdır.
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15