Page 33 - BÜLTEN1
P. 33
İzmirKâtipÇelebiÜniversitesi’nde15Temmuzhaindarbe girişiminin 3’üncü yıl dönümü kapsamında “15 Temmuzu Anlama ve Şehitleri Anma” paneli düzenlendi. Moderatörlüğünü İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin yaptığı, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe, İslâmi İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sıddık Korkmaz ile Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Selçuk Türkyılmaz’ın panelist olarak katıldığı paneli; Menemen Kaymakamı Mustafa Özkaynak, Rektör Yardımcıları, Dekanlar, akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci takip etti.
“Gizli bir örgüt, kripto yapılanmaları var, uyuyan hücreleri var.”
İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, tüm şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifalar dileyerek başladığı konuşmasında, FETÖ’nün bu kadar uzun yıllar nasıl büyüdüğü, küresel hale gelerek; farklı ülkelere yayılmasıyla en sonunda nasıl kana bulaştığının iyi analiz edilmesi gerektiğini söyledi. Asıl kritik olan bu zamana kadar nasıl anlaşılamadı? sorusuna ilahiyatçı kimliği ile derinlik kazandıran Prof. Dr. Köse, bu anlaşılamamayı dört başlıkta topladı: “ Birincisi bu örgüt dört şeyi kullanarak kendini maskeleyebildi. İlki dışarı karşı tedbir adı altında iyi takiyye yaptı. İkincisi örgüt içine karşı gizemli bir din anlayışı oluşturdu. Allah ile konuşan, Peygamberin kendisini dinlemeye geldiği bir figürle insanlara anlatılan bir din anlayışı. Üçüncüsü, amaca giden her şeyin mubah olduğu anlayışı ve hepsinden önemlisi, her kurumun, her insanın zayıf noktalarını tespit ederek insanların aklını çelmek gibi bir strateji izlediler. Örgütün dini çok iyi kullanarak kitleleri harekete geçirdiğini söyleyen Köse, “İnsanları bir şeye inandırırsanız ölümüne peşinden giderler” diye ilave etti ve “Bu örgütün hala tam anlamıyla çözülemediği, itirafçıların verdiği bilgilerden hareketle belli noktalar açıklandı ama hala tam olarak çözülemediğini düşünüyorum. Gizli bir örgüt, kripto yapılanmaları var, uyuyan hücreleri var. Çözdüğümüz bir şey var ki hainlikleridir.” dedi.
“Başarılı olamamalarını nedeni güçlü bir din eğitimi.”
“Bu terör örgütünü anlamak için büyük fotoğrafa bakmak lazım.” diyen Rektör Prof. Dr. Köse, dünyanın küresel güçler tarafından etnik yapılar ve dini gruplar üzerinden şekillendirildiğini kaydetti. Prof.Dr.Köse, “Sözde din kisvesindeki uç örneklerden elde edilmiş yapılar kullanılarak tüm dünyaya egemen olmaya çalışıyorlar. Eğer ülkemizde FETÖ başarılı olmadıysa bunda milletimizin sağduyusu yanında İmam-Hatip Liseleri, İlahiyat-İslami İlimler Fakülteleri ve Diyanet İşleri Başkanlığının sağlıklı din eğitimine borçluyuz.” diye konuştu.
“Hain darbe girişimi tanımı yeterli gelmiyor”
Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe ise tarihçi kimliğiyle darbe girişimi hakkında tespitlerde bulundu. Osmanlı’dan Cumhuriyete uzanan çizgide yaşanan darbelerin oluşturduğu, milli iradeye güvensizlik temeli üzerinde yükselen darbe geleneğinin FETÖ’nün de beslendiği kaynaklardan ve temel dayanaklardan biri olduğunu belirten Gökçe, 15 Temmuz’un sıradan bir darbe girişimi olmadığının altını çizdi. Gökçe, Millet ve Devlet olarak 15 Temmuz’da maruz kaldığımız saldırının ‘darbe girişimi’ olarak
Farkındayız Farklıyız Üniversite Bülteni - Temmuz-Ağustos-Eylül ‘19
adlandırılmasınınvakayısıradanlaştırarakhafifealmakanlamına geleceğini belirterek, doğru tanımlama ve adlandırmanın, meselenin doğru anlaşılması bakımından son derece önemli olduğuna dikkat çekti. 15 Temmuz’da FETÖ’nün “Devletin üniformalarını giymiş, devletin emanet ettiği silah ve teçhizatıyla milleti kurşun ve bomba yağmuruna tutmakta tereddüt göstermemiş olan asker görünümlü teröristlerce gerçekleştirilen saldırıyı ifade etmek için ‘hain’ ve ‘kanlı’ gibi nitelemelerin de yetersiz kaldığını” ifade eden Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü; “Geçen üç yıllık zaman zarfında netlik kazanan bilgi ve belgeler, FETÖ’nün 15 Temmuz planının sadece devleti, yönetimi ele geçirmekle sınırlı olmadığını, aynı zamanda taşeronluğunu üstlendiği emperyalist güçlere dayanarak ülkenin işgalini hedeflediğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, uluslararası güçlerin taşeronluğunu üstlenmiş olan FETÖ’nün 15 Temmuz’da gerçekleştirdiği saldırının sadece meşru hükümeti devirerek yönetime el koymayı amaçlayan bir darbe girişimi değil, aynı zamanda ‘Türkiye’yi işgal girişimi’ olduğu unutulmamalıdır.”
Gökçe ayrıca, 15 Temmuzda milletin vatansever asker ve emniyet güçleriyle birlikte verdiği mücadele sonrasında kazanılan ve Türk Demokrasi tarihine altın harflerle yazılan zaferin birlik ve beraberliğe katkı sunacak biçimde kutlanması gerektiğini söyledi. Bunun İstiklâl Harbi’nden sonra kazanılan en büyük zafer olduğunu belirten Prof. Dr. Gökçe, “Bunda okunan salalarla birlikte canlanan darbe hafızasının etkisiyle istiklâline sahip çıkan milletin azim ve kararlılığı ile lider olarak Cumhurbaşkanımızın dirayetli tutumu, hükümetin sorumluluğu, siyasi partilerin ve meclisin duyarlılığı önemli rol oynadı.” diye konuştu.
“İnsanları ‘devşirme’ yoluyla robotlaştıran bir örgüt”
Yaklaşık kırk yıllık, görünen yüzüne rağmen pek çok yönü gizli, saklı, karanlık geçmişi olan örgütün, eğitimden istihdam alanlarına kadar sahip olduğu imkânlarla cezbettiği ailelerin çocuklarını devşirerek ihtiyacı olan insan kaynağını oluşturduğuna dikkat çeken Gökçe, “meşru ve gayrimeşru yollarla mensuplarına sağladığı fırsatlarla, örgüt tarafından “devşirme, koparma, yabancılaştırma, robotlaştırma ve kullanma şeklinde özetlenebilecek süreçleri içine alan sistematik bir mekanizmanın işletilmesiyle 15 Temmuz faciasıyla karşı karşıya kalındığına” dikkat çekti ve Millet olarak bir daha benzer tehditlerle karşılaşmamak için devletimizin alacağı acil, kısa, orta ve uzun vadeli tedbirlerin istiklal ve istikbalimiz açısından önemli olduğunu söyledi.
25