Page 35 - BÜLTEN1
P. 35
“Devletimizi güçlendirirsek bu ve benzeri sapkın ideolojilerin önüne geçmiş oluruz.”
“Mehdilik ve takiyyecilik bu yapının özelliğidir.” diyen Prof. Dr. Korkmaz, bu gibi yapıların önünü kesmenin devlet yapısını güçlendirmek ve onun kurumlarını önemsemekten geçtiğini aktardı. Prof. Dr. Korkmaz, “Devletin kurumsallaşmasına katkı sağlamamız, devletin bütünlüğü içinde çalışmamız lazım. Dini de devletin kurumları içinde anlamamız gerekiyor. Toplumu Kur’an-ı Kerim’de buyrulduğu üzere tüm müminler kardeştir anlayışıyla güçlendirmemiz gerekiyor. Akademiyi, ilmi güçlendirmemiz gerekiyor. Bu üç yapıyı güçlendirirsek bundan üç sene önce yaşamış olduğumuz ihanetlerin benzerlerini gelecekte yaşamayız.” şeklinde konuştu.
“Dış güçlerin tasarladığı bir örgüt.”
Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Selçuk Türkyılmaz da bu yapının 100-150 yıllık bir tarihî süreçle ele alınması gerektiğini kaydederek; bu sapkın ideolojinin bizim içimizden çıktığı ile ilgili söyleme karşı
çıktı. “Gazi Mustafa Kemal’in
sözüyle; kendi menfaatlerini
yabancıların menfaatleriyle
birleştirip ülkeyi onlar adına
yönetmek isteyen bir
yapıdan bahsediyoruz.”
diyerek bu yapının
dış güçler tarafından
tasarlandığını aktardı.
“Bunlar bizim içimizden çıkmadı.”
Dr. Öğr. Üyesi Türkyılmaz,
“Sapık fikirleriyle toplumumuzdaki
bazı insanları devşiren bu sapkın yapı, kendi içimizden başkaları adına hareket eden yapılar oluşturdu. Bunlar yabancılar adına bizimle savaşıyor. Bu yapının emperyalistlerle kurduğu ilişkiyi ve onların ürünü olma durumu üzerinde durulması gereken önemli nokta. Eğer sadece dinî görünümlü bir yapı onlar tarafından ele geçirilmiş olunsaydı ve sadece bu yapı tarafından ülkemize yönelik bir saldırı söz konusu olsaydı dini, algılayış
Farkındayız Farklıyız Üniversite Bülteni - Temmuz-Ağustos-Eylül ‘19
biçimimize odaklanıp bize ait sorunlara çözüm bulmaya çalışabilirdik. Fakat bu örgüt ile birlikte başka örgütlü yapıların da ülkemize karşı yapılan saldırılarda yer aldığını biliyoruz.” dedi.
“Bu örgüte sempati duyanların inancından şüphem var.”
Örgütün başındaki teröristin yabancı istihbarat örgütleriyle çok yakın iletişiminin olduğunun bilindiğini belirten Türkyılmaz, “Bu örgüt hakkında ne biliyoruz? sorusuna cevaplar bulmaya çalıştım. Baktım ki aslında bilinmeyen çok fazla şey yok.” dedi. Türkyılmaz, “Hatta 1966’da Diyanet’in ilk raporunun bunlar hakkında yayınlandığını görüyoruz. 1974’te ikinci bir raporla karşı karşıyayız. Yani 1966’da yaptıkları bir operasyonla Diyanet’in bunlar tarafından ele geçirildiğini görüyoruz. FETÖ’nün dinî bir yapı olduğunu, bu ülkeye ait bir yapı olduğunu asla kabul etmiyorum. Bizden devşirilenle oluşturulan bir yapı. Müslümanlıkla alakası olmayan, itikadî açıdan
sorunlu bir yapıya inanan insanlardan, tövbe etmeden ölüp gidenler, Müslüman olarak mı ölmüştür, ciddî anlamda şüphem var. Bu harekete sevgi besleyen, saygı duyanların da itikadından kişisel olarak şüphem var.” şeklinde
konuştu.
Panel, soru – cevap oturumunun ardından sona
erdi.
27