Page 19 - keşf-i istanbul dijital
P. 19
Anadolu Fenerini gezip de Rumeli
Fenerini gezmemek olur mu? Sabah Türbesini ziyaret ettik. İstanbula her
erken saatlerde nerdeyse gözümüzü gelişimde ziyaret ettiğim Yahya
minibüs koltuğunda açıyoruz. Uzun Efendi Hz. Camii namazı huşu içinde
bir yolun ardından ulaştığımız ve boğaz manzaralı bir şekilde
yerdeki eşsiz manzara tüm kılabileceğiniz ender yerlerden
yorgunluğumuzu alıyor. Aynı birisidir.
Anadolu feneri gibi boğazın en Keşf-i İstanbul maceramızın şüphesiz
köşesine konuşlandırılmış bu yerdeki bu kadar keyifli olmasının arkasında
yapıların kalıntıları bile bizi eskiye Zafer Hocamızın anlatımının
götürmeye yetiyor. Sıcak bir yudum olduğunu düşünüyorum ve tekrardan
çay, sandviç, hoş sohbet ve de eşsiz teşekkür ediyorum. Ayriyeten
manzara bir kahvaltıdan daha birbirimize olan hoş sohbetimizin
fazlası… Hisarın yakınlarında sıcaklığı yapılan bu çalışmaları
yerleşim yeri olan Garipçe Köyü doyumsuz kılıyor.
hakkında bilgi aldıktan sonra Bizans Emeği geçen herkese teşekkürler…
İmparatorluğu zamanında boğaza Selametle
çekilen zincirlerin bağlı olduğu
kaleyi de ziyaret etmeyi ihmal
etmedik. Sahil boyu yolumuza
devam ederken o muhteşem yalıları,
konsolosluk binaları vs hepimizin
odak noktası oldu.
Temiz hava almak ve de
sonbahar mevsiminde renklerin
cümbüşünü son kez izlemek için
bir sonraki durağımız Emirgan
Korusu oldu. Muhteşem doğası
ve içerisinde bulunan eşsiz
yapılarla bizi etkileyen bu
koruda; soğuk havayı
sohbetimizin sıcaklığıyla ısıttık.
İçerisinde bulunan üç adet
günümüzde restoran ve kafeterya
olarak kullanılmaktadır. Boğazın bir
diğer koruyucusu olarak bilinen
Beşiktaş da bulunan ve adeta çoğu
kişinin bilmediği Yahya Efendi Hz.