Page 8 - keşf-i istanbul dijital
        P. 8
     başlayan  sıradan  bir  teba  olarak
         başlayan  hayatın  sonunda  450  eseri
         başta İstanbul olmak üzere üç kıtaya
         işlemiş  bir  sanatkara  dönüşmesi
         sinanın       büyüklüğü         kadar       onu
         yetiştiren  gücün  ne  kadar  büyük
         olduğunu da göstermektedir. Osmanlı
         medeniyeti         belki,     Sinan      kadar
         yetenekli,  Sinan  kadar  çalışkan  bir
         mimar yaratamazdı ama 16. Yüzyılda
         Osmanlı  İmparatorluğunun  gücü  bir
         başka  insanı  da  Sinan  yapmayı
         başarırdı.  Benzer  yapıları  yapacak,
         devletin gücünü gösterecek bir başka
         insanı  devlet  mutlaka  yaratırdı  ama
         Sinan çok daha yetenekli bir insandı.
         İstanbulu gezen gençlere Sinan diyor
         ki; “Dünya durdukça eserlerimi gören
         aklıselim        sahiplerinin,        çabamın
         ciddiyetini        g      ö      z     önünde
         bulundurarak,  bunlara  insaf  ile
         bakacaklarını ve beni hayırlı  dualar
         ile  anacaklarını  umarım.”  (Mimar
         Sinan)
              İstanbul’un                         doğru
         konumlandırılması, bu şehrin gelecek
         tasavvuru  açısından  stratejik  bir
         mahiyet  taşımaktadır.    Geleceğinin
         aydınlık günleri hepimizin hayallerini
         süslüyor.  Üzerimizde  bu  şehri  bir
         emanet  gibi  geleceğe  taşımanın
         sorumluluğu var.
     	
