Page 37 - MAKSİMUM BİZ | EYLÜL 2021
P. 37

 “Veba”’da karantina günleri anlatılır:
“... başka koşullarda, yurttaşlarımız,
daha dışarıya dönük ve daha etkin bir yaşamda çıkış yolu bulmuş olurdu. Ancak aynı zamanda, veba onları tembelleştiriyordu; cansız kentlerinde dönüp duruyorlar ve kendilerini her geçen gün anıların hayal kırıklığına uğratan oyunlarına kaptırıyorlardı.
Çünkü amaçsız gezintilerinde hep aynı yollardan geçmek zorunda kalıyorlardı ve çoğunlukla, böylesine küçük bir kentte, bu yollar şimdi onların yanında olmayan kişiyle bir zamanlar yürüdükleri yollardı. Böylece, kentin yurttaşlarımıza getirdiği ilk şey sürgün oldu. Ve anlatıcı, buraya, o zaman kendi hissettiklerini herkesin adına yazabileceğine inanıyor, çünkü bunları yurttaşlarımızın birçoğuyla aynı anda hissetti. Evet, sürekli olarak içimizde taşıdığımız o boşluk, o belirgin heyecan, mantıksızca geriye dönme ya da zamanın akışını hızlandırma isteği, belleğin o yanan okları; işte buydu sürgün duygusu.” Bu duyguları içinde bulunduğumuz süreçte hangimiz hissetmedi ki? Camus’nün geniş zamanlı kalemine hayran kalmamak elde değildi...
Öğretmen Cevdet ya da Dr. Li
Salgınların izini Türkçe öyküler, romanlarda da sürmek mümkün.
Reşat Nuri Güntekin’in “Salgın”
başlıklı novellasında, köyündeki salgını yetkililere haber veren bir öğretmen anlatılır. Maalesef salgını haber verişi spekülasyon, mektubu “tehlikeli” bulunur. Öğretmen Cevdet, salgını bir tür yazgı olarak gören köylülere ilişkin olarak, yetkililere şu satırları yazar:
“Bu dağ tepesinde bütün dünya ile alakasını kesmiş garip, fakir köylülerin cehaletlerinden başka ne günahları olur? Halbuki o suçun sorumlusu da kendileri değil.” Öğretmen Cevdet, COVID-19 salgınını dünyaya ilk haber veren Çinli hekim Dr. Li’dir. Nasıl Dr. Li, haber verdiği salgın yüzünden öldüyse, öğretmen de uzun öyküde aynı sonla karşılaşır. Elbette, öğretmen Cevdet’in hikâyesi kurgudur, Dr. Li’ninki gerçektir. Dr. Li maskesiz, şeffaf bilgi paylaşımını savunmuştur.
göndermeye başlar. İsim isim İspanyol Gribi’nden ölecekleri söyleyerek, fidye talep etmektedir. Fidye karşılığında tütsüler gönderecektir. Bu gizemli mektuplar Komiser Şinasi tarafından incelenmeye başlanır. Evliya, evin damadının sevgililerinin oturduğu yerleri bile bilmektedir! Komiser Şinasi’nin işi zordur. Okuyanlar romanın sonunda “Şinasi olmak ya da olmamak... İşte bütün mesele bu,” diyecektir.
Şimdi ve Burada Olmak
2021’in ikinci yarısını da deviriyoruz. Bilgisayar oyunu oynar gibi bilim insanlarının yeni hamlelerine, varyantlarıyla cevap veren SARS-CoV-2 virüsünü artık, modern tıbbın sayesinde tanıyoruz. Geçmişteki salgınlarda olduğu gibi aşıyla korunmaya, aşıyla bugünleri aşmaya çalışıyoruz. Yaşar Kemalce söylersek, “İnsan umutsuzluktan umut yaratandır.” O umut, yüzyılımızda aşıyla yaratıldı. Unutmamamız gereken, cümle derde deva, bir diğer aşıysa, dayanışma.
J.R.R. Tolkien”in “Hobbit” kitabında yazdığı gibi, “Oradaydık ve şimdi buradayız.” “Eski normale dönmek” için arzu duysak da, buraya gelişimizde eski normalin payının da farkında olmamız gerekir. Yeniden şimdi
burada olduğumuza göre, bir kez
daha düşünmeliyiz: Galonlarca suyun harcandığı beşinci kot pantolonu almaya ihtiyacımız var mı? Ulaşımda bıraktığımız ekolojik ayak izine dikkat ediyor muyuz? Alışveriş tercihlerimizi ekolojik ayak izine göre tekrar düzenlemeli miyiz?
Ve aldığımız onca şey, sevdiğimiz bir kitabın kalbimize en yakın cümlesinin altını çizmek kadar bizi mutlu ediyor mu?
  Bugünlerde günümüz Türkçesiyle yeniden yayımlanan “Hakka
Sığındık” romanıysa, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın dünyanın okuması gereken başyapıtlarından biri sayılabilir. Gürpınar’ın romanını keşke gönüllü karantinanın en sıkı olduğu günlerde okusaydım desem de, geçen aylarda elime geçen Metin Uca’nın “Tanrı Vermiş Pırasa, Hiç Yenir mi Yarasa!?” başlıklı hiciv-güncesi sayesinde öğrendim. “Hakka Sığındık” romanında bir mahalle anlatılır. Mahallede her günü düğüne benzeyen iki köşkün ahalisi ve Birinci Dünya Savaşı’nın yoksulluk yıllarında zorlukla geçinmeye çalışan komşuları anlatılır. Bu zor günlerde bir de İspanyol Gribi çıkmıştır, grip virüsü zengin
yoksul tanımaz, her eve girmektedir.
Tam bu sırada bir evliya ortaya çıkar ve zenginliğin yaşandığı köşklere mektuplar
 maksimumbiz | 35














































































   35   36   37   38   39