Page 58 - Yürüyüş Dergisi 31. Sayısı
P. 58
Bu süreç hem hareketin kendini baştan yeniden yarattığı, bunun yaşandığı bir dönemdir. 93 Buca (Bundan önce birçok
hem de yılların etkisinin kırılmaya başladığı bir dönem oldu. saldırı vardı Anadolu hapishanelerinde) 96 Ümraniye, 96
Etkisizliği, yetersizliği kendi içinde tartışılır ama bu bize Ölüm Orucu ve Ulucanlar’a kadar onlarca saldırı ve direniş.
büyük coşku ve moral veriyordu. 90 ve 91'de birçok şey Ve bugünlere gelirken Ulucanlar ayrı bir dönüm noktası ve
değişti hem ülkemizde, hem dünyada. Ama biz kafayı değiş- bugün 2000-2001 Ölüm Orucu.
tirmekte güçlük çektik desem yeridir. Diyeceksin sende ne Belki insanlık ve tarihin tanıklık ettiği en büyük destan,
kalın kafalıymışsın. Deme öyle de, sosyal siyasal koşulların insan olmanın destanı. 19 Aralık, 21 Mart, Nisanlar, Mayıslar
ürünü. İlgi ve alaka bekleyen bir kişilik olarak, koşullar bize mevsim mevsim kucaklandı Anadolu toprağı. Acı, açlık be-
uymadı, daha doğrusu biz koşulların hızına ayak uydurmak denlerde bal edilip içildikçe umut oldu... Ve bugün ben de
için alışkanlıklarımızdan vazgeçmedik. önde yürüme, koşma onuruna eriştim. Düşmanımız elinden
Hayatımın belki en güzel dönemleridir bu yıllar. Dedim geleni ardına koymuyor. Yapabileceği her şeyi yapıyor.
ya birçok güzel insan tanıdık, birçok güzelliklere tanıklık Bizim gibi herkes farkında, farkında olmayanlar da yavaş
ettim ve parçası olmaya çalıştım. Yavaş da olsa, kaplumbağa yavaş farkına varıyor. F tipi sadece içine birkaç tutsağın ko-
hızıyla da olsa adım adım geliştik yani. Gerçekten çok hare- nulduğu hücre değil özce. F tipi, insanların beynine ve
ketliydi ve şöyle dönüp ardına bakma fırsatın olmuyordu. yüreğine konulmak istenen, kurulmak istenen dört duvar
Tökezleye tökezleye 92'lere kadar geldik. hücredir. Ve yıkılan, parça parça edilen, yalanları tarumar
Dünyada orak çekiçli bayraklar çöplüğe atılırken –sanki edilen bu politikadır. Bu, düzenin yaşamak için hayata
kabahat orak çekicin temsil edildiği milyonlarca işçinin, geçirmesi gereken en temel politikadır. İşte ölerek bu düzeni
köylünün kabahatiymiş gibi– “Yeni dünya düzeni” adlı dinamitliyoruz. DÜŞMAN BU YÜZDEN PANİK, BU YÜZ-
zulmün çarkları bütün hızıyla dönmeye devam ederken 16- DEN ŞAŞKIN.
17 Nisan'ı yaşadık. Tam da yeni bir dernek açtığımız döneme Zehramız, Gökhanımız peş peşe geldi. Peşinden şahanımız,
denk geldi. Üsküdar'da bir dernek açmıştık ve daha faaliyetimiz onlar da Boranlarımızla kanat çırpmak istediler ve çırpıyorlar
bile başlamadan orak çekiçin dalgalandırıldığı o şanlı günü ve en son Ali Koç Sincan’dan sesini verdi. Bir bir uğurluyoruz
derneğimizde andık. Ve ilk faaliyetimiz dernek adına kahra- yoldaşlarımızı, için için kavrulan Anadolu topraklarına...
manları uğurlamak oldu. Binler Karacaahmet’e akın etmişti Hani bir söz vardı ya "Yanık yerlerin filizleri gür olurmuş"
ama her taraf abluka altındaydı. Tabii biz de nasibimizi diye. Bugün aynen böyle oluyor. Yandıkça, yüreklerimiz
aldık. İlk gözaltı sayılır, orada alındım 13 günlük bir deney acıyla açlıkla kavruldukça, bedenlerimiz filizlerimiz daha
oldu. Tekmeyi yedikçe çelikleştik... Yüzlerce çevik üzerimizden da bir gürleşiyor, daha da bir boy atıyor. Bu düzende ayak
geçti resmen... oyunu çok. Önce sakat bıraktı, ölümleri seyretti, şimdi
Ondan sonra polisle aramız hiç hoş olmadı, zaten hoş tahliye etti birer birer. Hesapta F Tipinde kimse ölmedi.
değildi ya. Ama mimlenmiştik bir kere. Kısa bir süre sonra Şimdi Armutlu direnişten bir kale gibi, zulmün karanlığı
92 Kasım’ında tutsak düştüm. Bayrampaşa'daydım yoldaş- parçalanıyor o yoksul gecekondularda. Bir güneş doğuyor
larımın arasında... Ve açlık grevini ilk gözaltında yaşamıştım, oradan her gün. Yaşama sevinci, hayatı ve insanlığı sahipleniş
ama hapishane direnişini yeni yeni yaşamaya başlamıştım. olan bir çığlığa dönüşüyor ve yükseliyor. Yükseliyor direnç
90 sonrasının en uzun süreli açlık direnişlerini hep zaferle çiçeklerimizin sesleri ve her geçen gün daha da gürleşiyor.
sonuçlandırdık. Hatta barikat başında geçirmiştik ‘93 yılbaşını, Şimdi gaziler orada, bizler biraz geriden geliyoruz ama Ali
unutmak mümkün mü? Hapishaneler değişimin, dönüşümün Koç, KOÇ gibi bir vuruş yaptı Sincan zindanlarından...
en hızlı yaşandığı yerlerdi. Ve tutsaklığım da aslında kendi Artık bu mektubu bitirsem iyi olacak öyle değil mi
içinde bu değişim dönüşüme tanıklık ettiğim dönemler ol- Metin? Bugün gerçekten benim açımdan güzel bir gün oldu.
muştur. Yani düşman hep devrimci tutsakları teslim almak Ama kötü de bir gün. Cezam bitti, mektuplarıma kavuştum.
için hücreleri, hak gasplarını dayattı. Hep saldırdı ama Sanki özgürlüğüme kavuşmuş gibi, deli gibi yazıyorum.
hepsinin cevabını aldı. ‘94 Mart'ında tahliye oldum. Benim Kötülüğü de şurada: Bugün ziyaretti ve tahmin edersin belki,
açımdan sürpriz oldu. Hapishanede çok şeyi öğrenmiş, kav- bizimkileri gördüm, ama kavga... 2-3 ay görüşme ondan
ramış olsam da dışarısı için bir hesaplaşma düşüncem olma- sonra kalk kavga et... Durumları aslında iyi değil. Bir de
dığından aslında bocaladığım bir tahliye oldu. Zaten kısa bir benim savaşçı olmam onları iyice yıprattı. Ama ben yine de
özgürlük oldu. Aynı yıl yeniden tutsak düştüm. ‘95 yılbaşına mutluyum. Onlarla bu mutluluğu paylaşamadık, beni üzen
iki gün vardı. Dedim ya, bocaladığım dönem diye. Aslında de bu oldu. Yani gönül isterdi ki onlar da mutlu olsunlar ama
çok daha farklı olabilirdi benim açımdan ama asla düşünce- anne ve baba üstelik iki yaşlı beden ve yürek. Yüreklerine
lerimden, düşlerimden vazgeçmeyi düşünmedim, yine dü- söz geçiremiyorlar.
şündüğümü söylemeye devam ettiğim için yine tutsaklık ya- Neyse biz de ejderha gibiyiz bu arada. Gerçi ağzımızdan
şadım. O gün bugündür tutsağım. ateş çıkmıyor ama ateş gibi kavuran Anadolu türküleri,
Ama tutsaklar cephesi olarak onurlu bir tutsaklığım oldu ezgileri dilimizde. Hadi seni ve tüm arkadaşları sımsıkı ku-
diyebilirim. Tarihimiz açısından, hapishanelerin hep koç caklıyorum. Sevgilerle...
başı olduğu, öne çıktığı ve devrimci tutsakların teslim alın- İBRAHİM ERLER (4. EKİP BORANI)
madan bu halkın teslim alınamayacağının gösterileceği, 31.07.2001