Page 57 - Yürüyüş Dergisi 13. Sayısı
P. 57

Anıları Mirasımız                         olmadılar. Ne pahasına olursa olsun, düşüncelerinden, inanç-


                                                                   larından ve kimliklerinden vazgeçmediler. Hücrelerde direniş
            (Feda Savaşçısı Şengül Akkurt’un,                      devam ederken dışarıda da demokratik kitle örgütlerine, tüm
                                                                   muhalif  güçlere  karşı  baskılar  artarak  devam  etti.  Devletin
            Son Sözünü Eylemiyle Söylemeden                        hücre ve tecrit politikasının sadece devrimci tutsaklara karşı
            Önce Bıraktığı Mesajdır)                               olmadığı,  aynı  zamanda  muhalif  tüm  güçlere  karşı  da  bir
                                                                   tehdit ve gözdağı olduğu artık gözler önündeydi. İktidarın po-
              Ülkemizde iktidara gelen bütün siyasi partiler, temel hak  litikalarına karşı gelen herkes susturulup, tecrit edilmeli, yok
           ve özgürlükler, insan hakları, AB vaatleriyle iktidara gelmiştir.  edilmeliydi. Devletin hesabı buydu. Devlet ABD’nin politikalarını,
           Ancak hangi parti, hangi hükümet iktidara gelirse gelsin ül-  emirlerini  ancak  böyle  uygulayabilirdi.  Direniş  kararlılıkla
           kemizde yaşanan açlık, yoksulluk ve hak alma mücadelesine  sürdü. Ölümlerle sürdü. DSP, MHP, ANAP iktidarı emperya-
           karşı  devletin  baskısı  değişmemiştir.  Açlık  ve  yoksulluk  lizmden aldığı güçle katliamı sürdürdü. Tarih direnişi yazmaya
           düzeni Amerika ve Türkiye’deki işbirlikçisi olan iktidarların  devam etti. Ama katliam onların iktidardan düşmesini ve yok
           düzenidir. Devletin açlık ve yoksulluk düzenini sürdürmesi  olmasını getirdi. Çöktüler ve yok oldular. Direniş devam etti.
           için buna karşı bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi  Seçimler gündeme geldi ve AKP iktidar oldu. AKP iktidar
           veren  devrimcileri  susturması,  yok  etmesi  gerekiyordu.  olurken  halkın  tüm  kesimlerine  büyük  vaatlerde  bulundu.
           Çünkü  devrimcilerin  varlığı  onların  açlık,  yoksulluk  ve  Var olan tüm sorunları çözeceklerdi. Hem de halkla birlikte
           sömürü düzenlerinin tehlikeye girmesi demekti. Ecevit iktidar  çözeceklerdi. Çözemediler. Çözemedikleri gibi iktidar oldukları
           olduğu dönemde bunu şu sözleriyle çok açık ve anlaşılır bir  ilk günden itibaren emperyalizm ve işbirlikçisi oligarşinin
           şekilde  ifade  etmiştir:  “IMF’nin  bize  önerdiği  programı  politikalarını daha da pervasızca sürdürdüler. AKP iktidar
           hayata  geçirmemiz  için  önce  hapishaneleri  düzeltmemiz  olmadan önce içeride ve dışarıda 97 insanımız direnişimizde
           lazım” diyerek ifade etmiştir bunu. Önlerindeki bu engeli  şehit düşmüştü. AKP iktidar olduktan sonra bu sayı 106’ya
           kaldırmak için, devrimcileri hücrelerde tecrit edip, yok etmek  çıktı. Ama AKP sorunun çözümü için dışarıda yapılan tüm
           için  F  tipi  hapishaneler  yapıldı.  F  tipi  hapishanelerin  asıl  görüşmelere,  gösterilere  rağmen  sorunu  görmezden  geldi.
           mimarı ve ilk uygulayıcısı ABD’dir. Hücreler dünyada ilk  Direnişin sesini boğmak için içeride olduğu gibi dışarıda da
           olarak ABD’de yapılmış ve tecrit politikası ilk olarak ABD’de  aynı baskı politikalarını uygulamaya devam etti. AKP iktidar
           uygulanmıştır. Hücrelerin, tecrit politikasının hayata geçiril-  olmadan önce uygulanan katliam politikası AKP iktidarlığında
           mesinin emrini veren de yine ABD’dir.                   daha da artarak devam etti. İnsanlarımız ölmeye devam edi-
              Tutsaklar tecrite karşı, 20 Ekim 2000’de Süresiz Açlık  yordu, ülkemizin ve halkımızın geleceği için, zalime, zulme
           Grevine  başladılar.  Ve  19  Kasım’da  bedenlerini  ölüme  boyun eğmemek için ölüyorlardı. AKP katliam politikasıyla
           yatırarak  direnişi  Ölüm  Orucu’na  dönüştürdüler.  Devlet  öldürmeye devam ediyordu.
           direnişe katliamla cevap verdi.                           Şimdiye kadar, ölmeyin diyenler, silahlı eylem yapmayın,
              Bunun için 19 Aralık’ta 28 devrimcinin bombalarla, kur-  demokratik mücadele edin diyenler susuyordu. Susuyor ve
           şunlarla  ve  diri  diri  yakılarak  katledildiği  “Hayata  Dönüş  hiçbir şey yapmıyorlardı. İktidar öldürmeye devam ediyordu.
           Katliamı” yapıldı. Katliamın yapıldığı gecenin sabahı Ecevit  Sustuk... Uzun süre sustuk... Sadece yaşamlarımızı ortaya
           kameralara  “Artık  herkes  devletle  başa  çıkılamayacağını  koyarak sürdürdük direnme savaşımızı... Düşmanlarımız sus-
           anlamıştır.” diyordu. Yani açlık ve yoksulluk düzenine karşı  kunluğumuzu zayıflık, güçsüzlük olarak yorumladılar. Ahlaki
           olmanın, bağımsızlık ve demokrasi için mücadele etmenin  ve  siyasi  hiçbir  değeri  kalmayanlar  ise  suskunluğumuzu,
           bedeli katledilmekti. Ecevit açık olarak tüm muhalif güçleri,  sadece  yaşamlarımızı  ortaya  koyarak  susuşumuzu  anlamak
           tüm halkı “Sizin de sonunuz bu olur” diye tehdit ediyordu.   istemediler.  Ve  bu  tavırlarıyla  bizi  şiddete  karşı  şiddet
              19 Aralık’ta yapılan operasyonda Bayrampaşa Hapisha-  uygulamaya mecbur ettiler. Nasıl ki iktidar, katliamı devam
           nesi’nde 6 kadınımız diri diri yakıldı. Operasyonda 8 jandarma  ettirdiyse, insanlarımızın ölmesine göz yumduysa suskunlu-
           komando taburu, 37 bölük olmak üzere 8 bin 335 askeri per-  ğumuzun da böyle süreceğini düşündüler. Şiddete karşı şiddet
           sonel, 20 bini aşkın gaz bombası kullanıldı. Sadece Çanakkale  kullanmayı biz tercih etmedik. Bunu bugüne kadarki tavrıyla
           Hapishanesi’nde 5 bin 48 gaz bombası kullanıldı. Ümraniye,  AKP iktidarı tercih etmiştir. Biz de dünyanın ve ülkemizin
           Bayrampaşa  ve  Çanakkale  hapishanelerinde  skorsky  heli-  içinde bulunduğu durumu değerlendirerek, misilleme yapmakta
           kopterler kullanıldı.                                   ihtiyatlı  olduk.  İktidar  anlamadı... Anlamak  istemedi...  De-
              Tutsaklar işkencelerle hücrelere kapatıldı, işkence hücrelerde  mokratik mücadele deyip susanlar anlamadı, anlamak istemedi...
           devam etti.                                               İşbirlikçi AKP iktidarı halkın hiçbir sorununu çözememiş,
              Katliam ölüm orucu direnişini kıramadı. Direniş büyüyerek  ABD emperyalizmiyle tamamen bütünleşerek ABD’nin poli-
           devam  etti  ve  dünyanın  en  büyük  direnme  savaşı  ortaya  tikalarını uygulamakta, var olan zulmü arttırmakta, ülkemizde
           çıktı.                                                  satılmadık bir şey bırakmamakta geri durmamıştır. ABD’nin
              Devam eden direniş süresince hükümetler, bakanlar değişti.  emirleri karşısında diz çöken AKP iktidarı halka karşı katliamcı,
           Ancak direniş sürdü. İşbirlikçi iktidarlar, bakanlar ABD’den  zalim ve sömürücü olmuştur. AKP’nin iktidara gelmeden önce
           aldıkları güç ve destekle katliamı sürdürmeye devam ettiler.  halkla birlikte çözeceğini vaad ettiği hiçbir politikayı çözeme-
           Yüzlerce devrimci tutsak yeni ekiplerle ve şehitlerle direnişe  yeceği,  hiçbir  meşruluğu  olmadığı  6  ay  içinde  her  yönüyle
           devam etti. Devrimci tutsaklar, yaşamları pahasına direnme  ortaya  çıkmıştır.  İşte  bu  nedenlerden  dolayı  artık  misilleme
           hakkını korumak için, işbirlikçi iktidarın politikalarına teslim  hakkımızı kullanıyoruz. Şiddete şiddetle cevap vereceğiz. Bu
   52   53   54   55   56   57   58   59   60