Page 36 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 36
Saniye için en hafif ceza biçimi mahpus yatmaktı. Bu dü-
şüncelere gark olurken Herkesin aşüftesi olmaktansa bi-
rinin aşüftesi olmak mı? Diye de aklından geçirtiyordu
sürekli Firari Hüseyin. İma etmiyor, alenen tehdit savu-
ruyordu artık. Saniye de gönlünü hoş tutmaya çalışıyor,
bu bütün iğrençliğin kapısında dimdik durmaya çabalı-
yordu. Bir korkusu daha vardı ki biricik sevdiceği, kocası
Komik Efendi’nin bütün bu mevzulardan haberdar ola-
cağı korkusu. Bu korku Komik Efendi’nin hiddetinden
ötürü gelen bir korku değildi. Kaldı ki Komik Efendi bu
mizaçta bir adam değildi. Dünya üzerinde sütliman bir
adam varsa bayrak tutanıdır Komik Efendi. İşte tam da
bu yüzden sevdiği adamı, eşini, Komik Efendi’yi bütün
bunlardan uzak tutarak incinmemesi için yalnız ve per-
vasız bir savaş veriyordu.
Oyunu oynamışlardı. Hasılat düne nazaran daha iyi ol-
duğundan Karapet Efendi’nin yüzü gülüyordu. Yıldız-
cıyan alnının terini siliyor, Luçika ise Saniye’nin üzerini
değiştiriyordu. Komik Efendi de karnını doyurmakla
meşguldü. Kulise yönelen Firari Hüseyin imalı bir şekil-
de Amelya Hanım hadi artık ağaç oldum sizi beklemekten!
Diye seslendi. Şaşkınlığını gizlemeye çalışarak Ne için
bekliyorsunuz Hüseyin Bey? Diye sorunca Saniye, Size ye-
mek sözüm vardı ya bu akşam o sözü tutacaktık hani, an-
laşmıştık ikindileyin. Yoksa unuttunuz mu? Diye sualli bir
cevap verdi Firari Hüseyin. Luçika işini halletti ve çıktı.
Luçika’nın çıkmasıyla birlikte Firari Hüseyin kapıdan şimdi otur ve sana bahşettiğim her güzel andan zevk alma-
içeri girdi. Kolundan tuttu ve dışarı çıkarttı Saniye’yi. O ya bak! Dedi. Çaresiz yüzünü döndürdü. Sustu. Karşı
akşam öyle uzun, öyle karanlıktı ki, kolunuzu uzatsanız koymak istedi. Bütün benliğiyle karşı koymak istedi.
göremezdiniz. Akşamın sonunda Saniye dayanamaya- Uğruna ölebileceği her şey ve herkes bir film şeridi gibi
rak Firari Hüseyin’e yalvarmaya başladı. Rica ediyorum gözünün önünden geçti. Uğruna ölebileceği her şey ve
Hüseyin Bey. Benim peşimi bırakın. Bir dediğinizi ikiletmi- herkes için önce yaşaması gerekiyordu. Sustu. Sustu.
yorum fakat siz de biliyorsunuz ki benim başım bağlı, hem Sustu. Suskunluk hiç bu kadar eli kolu bağlı olmamıştı.
kocam bir kere sizin arkadaşınız, aynı sahnede ter döküyor- Karşı koydu kalbiyle, elleri boşluktayken. Karşı koydu
sunuz. Sürekli yüz yüzesiniz. Bana değilse de o günahsıza ruhuyla, ayakları direnmezken. Rüzgâr oldukça dikkat-
acıyın. Bu yaptığımız ne yere ne göğe sığacak cinsten değil. liydi, sanki parmak ucunda yürüyordu ve Saniye sadece
Ben artık canımdan da geçecek raddeye geldim. Rica ediyo- rüzgârı duyuyordu bir de ruhuna indirilen her darbenin
rum. Rica da etmiyorum size yalvarıyorum beni artık azat gıcırtısını. Gözlerinden yaşlar akıyordu fakat öyle ses-
edin. Ben sizinle mesut olmuyorum! Pürdikkat dinleyen siz ağlıyordu ki kirpikleri dahi duymuyordu. Akıyordu
Firari Hüseyin’in kılı depremedi. Demir tonunun sertli- yaşlar, gözlerinden çukurlarına, yanaklarına, oradan da
ğiyle bir kaşını kaldırarak Artık bu dilediklerin olmayacak yerdeki kiremite şıp şıp şıp.
iştir. Benim sana olan zaafım dünya döndükçe var olacak-
tır. Eğer bir gün aramızda yeni sırlar oluşmayacağını dü- 5
şünmeye başlarsam eski sırları da naftalin kokan döşeklerin Buharın içinde göremiyordu kim olduğunu. Elini yelpa-
arasında tutmaya devam etmem. Herkes öğrenir neyin ne ze gibi kullanarak bir adım ötesini anca görebiliyordu.
olduğunu! Hem sen çok namus düşkünü bir kadın olsaydın Habire bir kadın ağlıyor ve bir türlü bu figanı kim eyli-
Allah diyen dilinle bir Rum kadını, bir Ermeni kadını gibi yor göremiyordu. Meraktan çatlayacaktı. Birisinin niye
sahneye çıkıp, el aleme kendini seyrettirmezdin! Öyleyse ağladığından çok kimin ağladığını merak ediyordu. Zira
34 2022/2