Page 53 - My FlipBook
P. 53

Bugün  yaşadığımız  modern  çağda
                                                                               globalleşmeyle birlikte adeta küçük bir
                                                                               köye  dönüşen  dünyada  birçok  alanda
                                                                               tek tipleşen toplumlar, kentleşmede de
                                                                               tek tip mimariyi benimsemiş durumda.
                                                                               Dünyanın  farklı  şehirlerinde  birbirine
                                                                               benzeyen  binalardan  oluşan  ortak
                                                                               yaşam  alanları,  tek  tip  kentleşmenin
                                                                                toplum  yaşamına  yansımasını  ortaya
                                                                                koyuyor.  Her  kültürün  kendine  has
                                                                                mimari  özellikleri  modernleşmeyle
         birlikte kayboluyor. Bu kayıp, insanların yaşam tarzının da değişime uğramasına neden oluyor. Ne yazık ki ülkemizde
         de tek tipleşen dünyaya doğru bir eğilim var. Özgün mimari yapımızdan uzak kentleşme politikası, insanı içine katan
         aktif şehir hayatından soyutlanmamıza neden oluyor. Modernleşme çabaları, modern şehir hayatında bir arada yaşayan
         ancak  birlikte  yaşayamayan  insan  topluluğunu  ortaya  çıkardı.  Modern  çağda  ‘komşu’  artık  hayatımıza  uzak  bir
         kavram haline geldi.
 Ecdadın izinde modern kentleşme
           Aynı şehirde aynı mahallede ve aynı binalarda bir birine yabancı bir nesil yetişiyor.
 Tarih boyunca medeniyetler, coğrafi ve iklim şartlarıyla doğru orantılı, kültürel ve sosyal birikimlerine has şehirler
 inşa etmiştir. Bu birikim, nesiller boyunca aktarılarak toplumsal hafızayı oluşturmuş ve her çağın teknolojik gelişim-  Osmanlı’da, insanları birlik içinde yaşamaya iten şehirleşme kültüründen uzaklaşarak günümüzde aynı şehrin aynı
 leriyle beraber günümüze kadar uzanan mimari bir tarz ortaya çıkmıştır.  mahallesinde bir arada yaşayan yabancılara döndük. Şehirleşmenin toplum yaşamını bu kadar etkilediğinin bilinmesi-
         ne rağmen ecdadımızın mimari mirasına sahip çıkamadık ve global dünyanın sunduğu tek tip mimari tarzı kabul ettik.
 Asırlar boyunca bereketli topraklarıyla kadim medeniyetlerin yuvası olan Anadolu toprakları, pek çok kültürel   Doğadan uzak, çok katlı apartmanlarda üst üste birbirinden habersiz yaşayan modern hayatın modern insanları olduk.
 birikimin ortak paydası olmuş ve tarihin taşıyıcısı olan birbirinden farklı kente ev sahipliği yapmıştır.   Mahalle yaşamında yer alan ve insanların birbiriyle temas kurmasına olanak sağlayan çarşı-pazar kültürü unutulup
 Atalarımızın elinin değmesiyle birlikte Anadolu’nun; dağına-taşına, ovasına-ırmağına adeta her karışına Türk-İs-  alışveriş  merkezleri  tercih  edildi.  İnsanlar  birbiriyle  temas  kurmayı  unutunca  hoşgörüyü  de  unuttu.  Ecdadımızın
 lam  mührü  vurulmuştur.  Anadolu’nun  fethiyle  birlikte  yerleşik  hayatı  tam  manasıyla  benimseyen  ecdadımızın,   mimari tarzıyla oluşturduğu şehirleşme anlayışına sahip çıkılmadığı için belki de tarihimizden bu kadar uzaklaştık.
 şehircilik alanındaki en önemli mimari örneklerini de yine bu topraklarda verdiği söylenebilir. Ecdadımızın mührü-  Şehirleşme bir toplumun düşünce yapısını belirleyen en önemli etkenlerden bir tanesi olduğundan bugün dünyanın
 nü üzerinde taşıyan Anadolu kentleri, özellikle Selçuklu ve Osmanlı mimarisi ile harmanlanmıştır. Selçukluların   bütün şehirleri birbirine benzetilerek kültürlerinden habersiz tek tip toplum oluşturuluyor. Modern toplumun dayattığı
 başlattığı şehircilik anlayışı Osmanlı ile birlikte basamak atlamıştır. Mimari alanda kullanışlı, zarif ve heybetli olan   tek  tipleşme  yerine  kendimize  özgü  şehirleşme  anlayışımızla  ecdadımızın  mimari  tarzına  sahip  çıkarak  özümüze
 Osmanlı sanatı, İslam sanatı üzerine kurulmuştur.  dönmeliyiz. Bir arada ancak birlik içinde yaşayan bir toplum için ecdadımızın mührünü taşıyan mimari eserlerin tekrar
 Ecdadımız Kent hayatında ırk ve din ayrımı yapmadı.  şehirleşme politikası haline getirilmesi gerekiyor.

 Anadolu’da ve çevresindeki bölgelerde hüküm süren ecdadımız, göç ve ticaret yolunda olmanın sağladığı etken-  Modernleşme, modern binalar yapmak değil.
 lerle merkezi şehirler kurmuştur. Bu şehirlerde toplumun ihtiyaçlarına yönelik inşa edilen farklı mimari eserler, kent-  Bu kapsamda Türkiye 2000’li yılların başından itibaren imar politikasındaki bakış açısının değişmesiyle birlikte
 leri cazibe merkezi haline getirmiştir. İktisadi açıdan merkez haline getirilen şehirlerde farklı ırk ve dinden birçok   şehircilik faaliyetlerinde başarılı bir atılım gerçekleştirdi. Bu atılım bugün meyvelerini veriyor. Ortak yaşam alanların-
 insan yaşamıştır. Büyük ve küçük şehirler, orada yaşayan toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde inşa edilmiş-  da başta kamu binaları olmak üzere birçok bina ve yerleşim alanları Selçuklu ve Osmanlı motifleriyle tekrar inşa edili-
 tir. Bir arada ve birlikte yaşayan toplumun kalbi olan mahallelerde, sosyal ve kültürel birçok müessese kurulmuştur.   yor. Özellikle eğitim alanında tahsis edilen okul binaları sağlamlaştırılmak yerine yıkılıp baştan yapıldı ve bu yenileme
 Mahallelerin merkezinde yer alan camilerin etrafı bir sürü sosyal müessese ile çevrilmiştir. Bu kapsayıcı imarın   sürecinde  ecdadımızın  mimarisine  sağdık  kalınarak
 (külliye) içinde ve çevresinde yer alan; türbe, mescit, çeşme, hamam, imarethane, medrese, mektep, kervansaray,   Anadolu topraklarına özgü eserler ortaya konuldu. Kent-
 dükkan, han, çarşı, pazar vb. gibi ortak yaşam alanları, insanlara bir arada yaşama becerisi kazandıran mimari eserler   sel  dönüşüm  projesiyle  şehir  yaşamına  yeni  bir  soluk
 olmuştur. Toplum psikolojisine katkı sağlayan bu özgün mimari, sosyolojik açıdan insanlara aktif bir şehir hayatı   getirildi. Son yıllarda gerçekleştirilen projelerle şehirleş-
 olanağı sunmuş ve geleneksel yaşam kültürü ortaya çıkarmıştır. Dar sokaklı, geniş meydanlı şehirlerde; az katlı,   menin  toplum  adına  önemi  tekrar  anlaşıldı.  Kendimize
 bahçeli ve yan yana dizayn edilen evler, dönemin insanlarının yaşam biçimini de yansıtmıştır. Komşu ilişkilerinin   özgü  şehirleşme  politikamız  Anadolu  topraklarının
 güçlü  kalmasını  sağlayan  bu  aktif  kentleşme,  içerisinde  barındırdığı  birlik  anlayışıyla  toplumda  dayanışma  ve   dünyadan farklı olduğunun hatırlanmasını sağladı. Şehir-
 hoşgörü ortamının gerçekleşmesinde önemli bir faktör olmuştur. Osmanlı’da insanları aktif bir hayata yönlendiren   leşme  yolundaki  bu  iyiye  gidiş  hızlandırılarak  Anado-
 şehirleşme anlayışı sürekli bir devinim halindedir. Bu kentleşme kültürü, Müslüman ile gayrimüslim ikilemini de   lu’nun her karışında tekrar ecdadımızın mührünü taşıyan
 ortadan kaldırmıştır. İnsanların birbiriyle temas halinde olduğu ortak yaşam alanlarının sağladığı hoşgörü, Osmanlı   mimari eserler yaratılmalıdır. Şehircilik hedefimiz ecda-
 şehirlerinde farklı farklı insanları bir araya getirmiştir. Birçok faktörün bir araya gelerek ortaya çıkardığı bu hoşgörü   dımızın izinde modern ketleşme olmalıdır. Özgün nesil-
 ortamının oluşumunda kentleşme kültürünün öncü rolü yadsınamaz.  ler,  mekanın  özgünlüğü  ile  birlikte  özgün  mirasımızı
 Şehirlerde yaşanan en büyük sorun tekelden çıkmışçasına aynı tip binalar.  sonraki nesillere daha kalıcı bir şekilde aktaracaktır.  Kasım-2017  53
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58