Page 187 - 014 IMAN VE KUFUR MUVAZENELERI YENI.indd
P. 187

YİRMİDÖRDÜNCÜ  LEM'A                                                187







                  Yirmidördüncü Lem'a






                            ( Tesettür hakkındadır )










                           ْ
                                              َ
                                                                     َ
                                      َ
                                                              َ
                                                     َ ْ ُ
                   َ  ۪ ِ ْ   ا ِء ٓ ِ َو  ِ  َ َ َو   اَوْز ِ        ّ  ا  َ ُ ا   ٓ
                                                                    ّ َ   ﴿
                                َ
                          ُ
                                                ِ
                                                            ُ ِ
                                                            ّ
                                                      َ
                                          َ
                               ﴾  َ    ۪   َ   ْ ِ  َ  ْ  َ  َ  ۪ ْ    ُ
                                                  ّ ِ
                                   ّ ِ ِ
                ilâ âhir.. âyeti tesettürü emrediyor. Medeniyet-i sefîhe ise, Kur'ânın
                bu hükmüne karşı muhâlif gidiyor. Tesettürü fıtrî görmüyor, “ Bir
                esârettir. ” diyor. ( * ) 10
                   Elcevab: Kur'ân-ı Hakîm’in bu hükmü, tam fıtrî olduğuna ve
                muhâlifi, gayr-ı fıtrî olduğuna delâlet eden çok hikmetlerinden
                yalnız “ Dört Hikmet ”ini beyân ederiz.
                   BİRİNCİ HİKMET: Tesettür,  kadınlar için fıtrîdir ve fıt-
                ratları iktiza ediyor. Çünkü, kadınlar hilkaten zaîfe ve nâzik
                   ( * ) Mahkemeye karşı ve mahkemeyi susturan lâyiha-i  Temyizin
                müdafaâtından bir parça:
                   “ Ben de adliyenin mahkemesine derim ki: Bin üçyüzelli senede ve her asır-
                da üçyüz elli-milyon insanların hayat-ı ictimâiyesinde en kudsî ve hakîki ve
                hakikatli bir düstur-u İlâhîyi, üçyüz ellibin tefsirin tasdiklerine ve ittifakları-
                na istinâden ve bin üçyüz elli sene zarfında geçmiş ecdâdımızın i'tikàdlarına
                iktidâen tefsir eden bir adamı mahkûm eden haksız bir kararı, elbette, rû-yi ze-
                minde adâlet varsa, o kararı red ve bu hükmü nakzedecektir! ”
   182   183   184   185   186   187   188   189   190   191   192