Page 60 - 014 IMAN VE KUFUR MUVAZENELERI YENI.indd
P. 60

60                                   İMAN  VE  KÜFÜR  MUVÂZENELERİ





                hem mes'ûd hayatını, hem âhiretteki saâdetini ve hayat-ı bâkiyesini
                azablara, elemlere çevirip mahveder. Ve sû-i istimâl ve sefâhetle
                hastahânelere ve hissiyatın taşkınlıkları ile hapishânelere düşer.
                Eyvâhlar, esefler ile ihtiyarlığında çok ağlayacak.
                   Eğer terbiye-i Kur'âniye ve Nur’un hakikatleriyle kendini
                muhâfaza eylese, tam bir kahraman genç ve mükemmel bir in-
                san ve mes'ûd bir Müslüman; ve sâir zîhayatlara, hayvanlara
                bir nev'i sultan olur.

                   Evet, bir genç; hapiste yirmidört saat her günkü ömründen tek
                bir saatini beş farz namazına sarfetse; ve ekser günahlardan hapis
                mâni olduğu gibi, o musîbete sebebiyet veren hatâdan dahi tevbe
                edip, sâir zararlı, elemli günahlardan çekilse, hem hayatına, hem
                istikbâline, hem vatanına, hem milletine, hem akrabasına büyük
                bir faydası olması gibi; o on-onbeş senelik fânî gençlikle, ebedî
                parlak bir gençliği kazanacağını; başta Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyân,
                bütün kütüb ve suhuf-u semâviye kat'î haber verip müjde ediyor-
                lar.
                   Evet, o  şirin, güzel gençlik ni'metine istikametle, tâatle  şük-
                retse; hem ziyâdeleşir, hem bâkîleşir, hem lezzetlenir. Yoksa hem
                belâlı olur; hem elemli, gamlı, kâbuslu olur; gider. Hem akrabası-
                na, hem vatanına, hem milletine muzır bir serseri hükmüne geçir-
                meğe sebebiyet verir.
                   Eğer mahpus, zulmen mahkûm olmuş ise; farz namazını kıl-
                mak şartıyla; herbir saati, bir gün ibâdet olduğu gibi, o hapis onun
                hakkında bir çilehâne-i uzlet olup, eski zamanda mağaralara gire-
                rek ibâdet eden münzevî sâlihlerden sayılabilirler.

                   Eğer fakir ve ihtiyar ve hasta ve îmân hakikatlerine müştâk ise;
                farzını yapmak ve tevbe etmek  şartıyla, herbir saatleri yirmişer
                saat ibâdet olup, hapis ona bir istirahathâne ve merhametkârâne
                ona bakan dostlar için bir muhabbethâne, bir terbiyehâne, bir
                dershâne hükmüne geçer. O hapiste durmakla; hàriçteki müşev-
                veş, her taraftaki günahların hücumuna ma'rûz serbestiyetten daha
   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65