Page 33 - katalog_deri_baski_son
P. 33
Sancaklar - Konya Müzelerindeki Sancakların Replikaları
BÖLÜM 3
3.1 Konya Müzelerindeki Sancaklar
Hz. Mevlana’nın 1273 yılında ölümünden sonra şekillenmeye başlayan Mevlevilik tarikatı merkezi
Konya olmak üzere Anadolu’da, Balkanlar’da ve Ortadoğu coğrafyasında yayılma alanı bulmuştur.
Böylelikle Mevlevilik Ortaçağ Anadolu’sunda büyük halk kitleleri arasında kabul görmekle birlikte
beylikler ve Osmanlılar Dönemlerinde siyasi otoriteye etki edebilen bir kurum haline gelmiştir. Bu
kurumsallaşmanın sonunda barış zamanlarında Anadolu’nun Türkleşme ve İslamlaşma sürecinde
halk üzerinde etkili olan Mevlevilik, Birinci Dünya Savaşı’nda kurulan Mevlevi Alyaları ile askeri alanda
da faaliyet göstermiştir. Bu dönemde Veled Çelebi İzbudak’ın Mücahidîn-i Mevleviyye Alayı’nın
komutanlığını yaptığı ve oluşturulan alayın Konya Mevlâna Dergahı’ndan yola çıktığı bilinmektedir.
Mevleviler Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına büyük destek vermişlerdir.
Postnişin Abdülhalim Çelebi bu dönemde Konya milletvekili seçilmiş ve birinci dönem TBMM’de
başkan vekilliği görevinde bulunmuştur.
Kurulduğu günden itibaren toplum üzerinde büyük etki bırakmış olan Mevlevilik 1925 yılında tekke
ve zaviyelerin kapatılması üzerine faaliyetine bir süre Halep’te devam etmiştir. Mevleviliğin merkezi
olan Konya Mevlana Dergâhı da 1926 yılında müze haline dönüştürülmüştür.
Günümüzde Türkiye’nin en fazla ziyaretçisi olan müzelerin başında gelen Mevlanâ Müzesi, Mevlâna
ve Mevlevilikle ilgili pek çok eser sergilenmektedir.
Bu eserler arasında özenle korunmuş bir grup sancak bulunmaktadır. Bu sancaklar Çanakkale ve
İstiklâl savaşlarında kullanılmış olan Mevlevi sancaklarıdır. Bu sancaklardan 5 tanesi 1926 yılında
müzeye dönüştürülen Konya Mevlana Dergahı’ndan müze koleksiyona nakledilmiştir. Bir sancak ise 17
Aralık 1959 tarihinde Gelibolu’dan 12 kişilik bir heyet tarafından Mevlana Müzesi’ne hediye edilmiştir.
Bir sancak ise Sille Ak Camii’den 2010 yılında Mevlana Müzesi’ne verilmiştir.
Sancaklardan iki tanesi Mevlevi sancağıdır. Bu sancaklardan bir tanesi Konya Mevlevi Dergahı’nın
sancağıdır. Diğeri Gelibolu’dan hediye edilmiş olan Mevlevi sancağıdır. Manisa sancağı ise Manisa
Mevlevihanesine ait olup müzeye Konya Mevlana Dergahı’ndan nakledilmiştir. Manisa sancağı,
Osmanlı dönemi alay sancağı olmamakla birlikte İshak Çelebi’ye vakıf olmasından dolayı Mevlevilikle
alakalı bulunmaktadır. Koleksiyondaki diğer sancaklar Bozkır kazasına, Girit’e ve Sille’ye aittir.
Müzede bulunan bu sancakların Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarında kullanılmış olduklarını ve
savaştan sonra Konya Mevlana Dergahı’na teslim edildiği düşünülmektedir. Osmanlı Kanal Harekatı
sırasında bir Mevlevi Alayı’nın kurulup cepheye gönderildiğini biliyoruz. Bu sefere dair fotoğraflar
Mevlana Müzesi arşivlerinde mevcuttur. Mevlana Müzesi koleksiyonunda bulunan bu sancaklar
Mevlevi sancakları ve Osmanlı Dönemi alay sancakları olması sebebiyle Mevlevilik tarihi bakımından
ve Osmanlı Devleti’nin askerlik bilgileri açısından belge değeri taşımaktadır.
Bej (açık ve koyusu) ve beyaz renkli üç parça kumaş yatay olarak sırma işli su taşı ile birleştirilmiştir.
Sancağın alt ve üst kenarı sırma saçakla çevrilidir. Uçkurluğu beyaz ketenden dikilmiş olan sancak iki
yüzlüdür. Her iki yüzü birbirine benzeyen sancağın orta bordüründe beyaz ketenden ay yıldız motifi
aplike edilmiştir. Üst ve alt bordürde yer alan karşılıklı iki ay yıldız motifi, beyaz kaput bezden aplike
edilmiş bunların da konturları altın yaldızla boyanmıştır.
Sancağın her iki yüzünde üst ve alt bordürlerinde altın yaldızla yazılmış ayetler vardır. Üst kenarda “İnna
fetehna leke fethan mübina, sadakallahu’l-Azim (Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik. Fetih:
1) yazılı olup. Sancağın arka yüzünün ortasında “Maşallahu kane”, üst kenarda “ve yensurukallah”
alt kenarda da “Nasrun minallahi ve fethün karib” (Yardım Allah’tandır ve fetih yakındır. Saff: 12)
vebeşşiri’l mü’minine ya Muhammed yazılıdır.
33