Page 57 - Yürüyüş Dergisi 10. Sayısı
P. 57
Anıları Mirasımız durumdur. Ancak bu alçakça saldırıda kaybedenin ben değil
işkenceciliklerini, ahlaksızlıkla bezemiş siyasi şube polisleri
Esma Polat'ı Yoldaşları Anlatıyor: olduğundan hiç mi hiç kuşku duymuyorum.
Nasıl insanı yıkamayan her şey giderek ona güç katan bir
“İNSANI YIKAMAYAN HER ŞEY ONA GÜÇ KATAR”
olgu haline geliyorsa, maruz kaldığım bu vahşice saldırı da
10 gündür siyasi şubede gözaltındaydılar. Günlerdir yap- bende benzer sonuçlar yaratmıştır. Ben bu vahşi ve iğrenç
madıkları işkence kalmamıştı kendisine ve yoldaşlarına. saldırıyla yıkılmadım. İnsanlığımdan, kadınlığımdan hiçbir
Vücudu işkencelerden bitkin ve yorgun düşmüştü. Alçakların şey yitirmedim. Aksine düşüncelerime, değerlerime daha sık
gözleri o kadar dönmüştü ki tecavüz etme alçaklığını bile ve daha güçlü olarak bağlandım. Başı dik ve onurlu bir insan
göstermişlerdi ona. olarak yaşamıma devam ediyorum. Ya bana saldıranlar,
“Şerefsizler. Aciz köpekler, korkaklar” dedi Esma. Onur kadınlık gururumu kırmak için bana tecavüz eden işkenceciler?
ve namus, cellatların karşısında diline sahip olmaktı. Halkını, Onlar da başı dik olarak dolaşabiliyorlar mı? “Ben işkence-
yoldaşlarını satmamaktı. En büyük namussuzluk, en büyük ciliğimle, sapıklığımla devlete hizmet ediyorum” diyerek bir
ahlaksızlık hainleşmekti. kahvehanede konuşma cesaretleri var mıdır? Hayır.
Şubeye adımını atar atmaz kararını vermişti Esma. Halkını, Çünkü onlar suçludur
sevdiği insanları satmayacaktı. Bedeli ne olursa olsun. İlk Çünkü onlar insanlıktan çıkmışlardır.
başta tecavüzü hiç düşünmemişti. Bu ilk gözaltına alınışıydı. Çünkü onlar haysiyetten, onurdan, gururdan, şereften yok-
Birçok işkence yöntemini denemişlerdi üstünde. Daha sundurlar.
sonra tecavüz tehditlerine başlamışlardı. Önce yapabileceklerine Hakim;
ihtimal vermemişti, “Ama” demişti, “bu adamlar her şeyi ya- - Kızım söylediklerine dikkat et, diyerek araya girmeye
pabilecek kadar insanlıktan çıkmışlar.” Ve kararını vermişti. çalıştı.
“Ne olursa olsun onurumu teslim etmeyeceğim.” Esma öfkelenmişti.
Tutuklandı. Hapishanede yoldaşlarına kavuşmanın heye- - Şubede yaşadıklarımı bir ben biliyorum. Ben burada iş-
canını yaşamıştı Esma. Gözaltı sürecini de konuştular… kencecilerin yaptıklarından bahsediyorum. Siz bana söyle-
Dışarıda Esma’ya yapılan tecavüz için bir kampanya baş-
diklerine dikkat et diyorsunuz. Ve siz bunlara kulaklarınızı
latılmıştı. Çünkü bu saldırı Esma nezdinde tüm kadınlaraydı. tıkıyorsunuz, diye bağırdı hakime ve yerine oturdu.
Bu olay için haftalardır eylem yapıyorlardı. Esma’ya binlerce
Mahkeme salonu tıklım tıklımdı. Bir tarafta gazeteciler,
destek mektubu geliyordu. “Biz ne büyük bir aileyiz” diye
yurtdışından gelen heyetler, bir tarafta aileler ve destek için
düşündü. “Acıyı da, sevinci de her türlü saldırıyı da beraber gelenler vardı.
göğüslüyoruz”.
Esma’nın savunması herkesi çok etkilemişti. Salonda bir
*
sessizlik oldu. Ailelerden bazıları ağlamaya başlamıştı.
Eşi Eyüphan’ın da, kendisinin de devrimci mücadeleyle
Esma ile Eyüphan ikinci mahkemede tahliye oldular.
ve ilişkilerle tanışmaları çok yeniydi aslında. İkisi de dışarı-
Birbirlerine inançla bakan iki insan, Esma ve Eyüp. Eskiyi
dayken kitle ilişkisiydi. Ama ikisi de devrimci mücadelede yıkmayı ve giderek yok etmeyi önlerine koyan, bunu kararlılıkla
daha çok şey yapmayı istiyorlardı.
başaran ve kendilerini yeniden yaratanlar... Onlar bugünlere
Aralarında kıskanılacak bir yarış vardı. Birbirlerini geçmek
mücadeleyi sevgileriyle büyüterek gelmişlerdi. Birlikte tahliye
için daha çok çalışıyorlardı ikisi de. Kitap okumada adeta
yarışıyorlardı. Sevgileri mücadelede yoğrulmuş, büyümüş olurken çektikleri halaydaki coşkuyu, ölürken de sloganlarıyla
yaşatacaklarına dair söz verdiler.
ve güzelleşmişti. Esma ve Eyüphan için şubede yaşadıkları
*
işkence karşısında aldıkları tavır duygusallığa kapılmayan,
Kurtuluş Mahallesi 304. sokağın her tarafı yüzlerce polis,
olgun ve başeğmezdi. Eyüp’ün işkence karşısında aldığı
tavır, Esma’ya yakışır onu yücelten bir tavırdı. Gelenek panzer, çelik yelekli özel timler tarafından sarılmıştı. Evde
yaratan bir evlilik örneğinin temelleri burada güçlenmişti. üç kişi vardı. Esma, Sıddık ve Güven. Polislerin ateşle karışık
* “Teslim ol” anonsuna marşlar ve sloganlarla karşılık veri-
Ring Sultanahmet DGM’ye doğru yol alıyordu. Esma ve yorlardı. Polislerin başında işkenceci polis şefi Mete Altan
Eyüphan’ın mahkemesi vardı bugün. İkisi de heyecanlıydı. vardı. Yüzlerce insan birikmişti çevrede. Kuşatılanlardan bir
“Tahliye olma ihtimaliniz yüksek” demişti avukat. 6 aydır bayanın sürekli ‘teslim olmak yok ölene kadar savaşacağız’
hapishanedeydiler. Duruşma başladığında Esma savunmasını diye bağırdığına tanık oluyorlardı.
okumaya başladı: “(...) Ben maruz kaldığım tecavüz olayının Esma bir kez daha faşist işkencecilerle karşı karşıyaydı.
benim nezdimde, benim vücudumda tüm insanlığa, tüm ka- Tam evi boşaltmak üzereyken kuşatılmışlardı. Onları bir
dınlara yönelmiş bir saldırı olduğunu gayet iyi biliyorum. kere yenmişti, yine yenecekti.
Evet söz konusu saldırı benim nezdimde tüm insanlığın, hal- Ard arda bomba atıyorlardı dışarıdan. Onların sloganları
kımızın onuruna, tüm kadınların gururuna yöneltilmiş bir ve marşları ise hiç susmuyordu. Esma bir an bir sıcaklık
saldırıdır. Ama inanın ki böylesi bir saldırıya maruz kalmakla hissetti vücudunda. Elini sızlayan yerine götürdü. Yaralanmıştı.
ben hiçbir şey yitirmedim. İnsanlık onurumdan, kadınlık gu- “Tam sırası” diye düşündü. Parmaklarına bulaşan kanla
rurumdan hiçbir şey kaybetmedim. Maruz kaldığım bu alçakça duvara “DS” yazdı yavaş yavaş. Gözleri Güven ve Sıddık’ı
saldırının acısını unutmam belki kolay olmayacak. Her kadın aradı. İkisi de yerde yatıyorlardı. Sesleri çıkmıyordu. Gülümsedi
açısından olacağı gibi benim açımdan da katlanılması zor bir Esma. Yumruğunu sıktı ve gözlerini kapadı