Page 57 - Yürüyüş Dergisi 53. Sayısı...
P. 57

Anıları Mirasımız                                kadar...


                                                                             Bize ve ailesine mektup bırakmış, bir de Bakanlığa dilekçe.
                                                                          Ne yazıyordu dersen, yüreğine sor derim. Ve eklerim Muharrem'in
                Bu bir feda sağanağı                                      diliyle "Çok muhteşem duygulardı yaşadığım gerçekten. O
                                                                          duyguları sana kelimelerle ifade edemem." İbili'den Fidan'a
                Merhaba,                                                  İbo'dan Eyüp'e hep aynı duygulardır yaşadığımız. Güzel ve
                Bu 'merhaba' dolu dolu ve ateşli, ve sıcak ve karanlığı   temiz duygular. Su katılmamış, saf ve berrak düşünceler. Bir o
             yakan bir merhaba! Bu bir Muharrem merhabası...              kadar içten ve içlidir. Ne diyordu Mahir hatırlarsın; "...Biz
                Bu yıl bahar güzel geldi değil mi? Doğal, zira azim ve zor  buraya dönmeye değil, ölmeye geldik..." Onun gibi, biz de bu
             geçen kara kışın ardından hayatın bahara durması kaçınılmazdır.  destana vuslata ermek için başladık. Ereceğiz! O eski türküdeki
             Kara kış ne kadar uzun ve soğuk olursa olsun, dahası bahara  gibi yani; "Her ne yapsan varacağız emelimize..." Varacağız
             müdahale edip dondurmak için ne yaparsa yapsın, baharın allı  elbette. Yağmurun toprağa düşmesi gibi kaçınılmaz bu. Bu bir
             yeşilli gelişini asla engelleyemez.                          feda sağanağı, yağacağız bir bir. Ve o toprakta boy verecek
                Muharrem ayıdır bu, mevsim bahar. Ne çok bekledik baharı  kurtuluşun kırmızı çiçekleri. Hayatın ve halkın yüzünü güldü-
             ve işte onu Muharrem getirdi...                              receğiz...
                İki gün üst üste hastaneye götürülen can yoldaşımız,         Umudun yıldızıyla en önde karanlığı parçalıyor...
             üçüncüde müdahale olacağını gördüğünden, bunu engellemek        Muharrem'in yüzünü gördüm bugün  TV'den. 22  Aralık
             için İbili ve Fidan gibi kendisini feda etmiştir. Başımız sağol-  2002'den bu yana göremediğim arkadaşımın yüzünü TV'den
             sun...                                                       böyle gördüm. Birbirimizin yüzünü, son dört yıldır böyle görü-
                O an bütün hapishane tek bir yürek olmuş Muharrem diye    yoruz. Aynı tanıdık yüzüyle, mağrurca uzanmış bir bayrak de-
             çarpıyordu.                                                  nizinin üzerine. Umudun yıldızıyla en önde ilerliyor karanlığı
                O akşam gümbür gümbürdü buraları. Gökyüzü Muharrem'e      parçalayarak. Sonra Muharrem'in ardından yürüyenlere baktım,
             bir elvedalık yağmuruyla eşlik etti. Akşam yağmur yağdı ama  hepsi Muharrem'di. Aynı mağrur ve umutlu ve onurlu yüz.
             Muharrem o damlalardan da hızlıydı. Telaş yok ama. Her şey   Hiçbirinde gözyaşı yoktu ve olmamalıydı zaten. Ne de olsa
             sakin ve yalınlık içinde. Bir yarış bu mengelelere karşı. Önce  "Yangınlara bakan gözler yaşarmaz... Alnı yıldızlı baş secdeye
             davranan kazanacak. Lakin karşılarında Muharrem var, Halil   varmaz. Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını..."
             Ateş'in öğrencisi bir SDB'li. Yeri gelince kurşundan hızlı bulur  Demek, 107 ölüm gerçeğini duyurmayacaklarmış. Duyur-
             hedefini ve yağmurdan önce düşer toprağa...                  mamak için, bu gerçeği dile getirenleri coplarla, ucuz komplolarla,
                Akşamın o saatinde güneş batar, oysa bu kez yeniden doğu-  gözaltı ve tutsaklıkla susturacaklar öyle mi? Değil işte! Çünkü
             yordu. Önce bir müthiş sessizlik.  Ve                                     107'nin ardı vardır ve Muharremler var oldukça
             sonra fedanın ateşi dolaştı her yanı. O  Onlar                            gerçeği susturmaya feriştahının gücü yetmez.
             muazzam bekleyiş bir anda son buldu.                                      Hadi Muharrem'in de kolunu kafasını kırsınlar,
             Yağmur sonrasının toprak kokusuyla     Suyun hep tatlı                    yerler de sürüklesinler, gözaltına alıp tutuklasınlar.
                                                    Gecelerin ise
             birlikte Muharrem'in adı dalga dalga                                      Hiçbir şey yapamazlar feda ruhunun haykırdığı
             yayıldı. Aynı pazar günü Gazi'de olduğu  Hep mehtaplı olmasını isterler   gerçeğe. Muharrem onların yenilgisidir ve halkın
             gibi. Bir uçtan bir uca yayıldı haber  Oysa şafaktan önceki karanlıktır   umudu... Gazi'den Cebeci'ye uzanan o kırmızı
             gece vakti. Duyan duymayana haykırdı.  yaşanılan                          derya, gerçeğin susturulamayacağının, en gür
             Ve solcular ve İslamcılar ve adliler Mu- Gece şafağı karşılamaya          haykırışıdır.  Yalan, gerçeğin ateşinde erimiştir.
             harrem'e selam durdu. O an bütün ha- hazırlanıyor                         Ve gerçek 107'yi duymazdan gelenlere 108. canıyla
             pishane tek bir yürek olmuş Muharrem Zifiri karanlığın korku düşürdüğü    karşılık veriyor. Bir satır yazmayanlar, verdiğimiz
             diye çarpıyordu. Sıkılı yumruklar duvarlar, yürekler                      bir ömrün altında kalıyorlar, kalacaklar...
             öfkeli tekmeler kapılara çarpıyordu.   Bu dipsiz karanlığın sonsuza dek      Ve şimdi Muharrem konuşuyor; "... Hepinizi
             Sonra sustu herkes. Sessizliğin böylesi  Süreceğini sanarak               seviyorum. Sonuna kadar, Zafer'e kadar. Bu yürek
             cüretkar bir sesti aslında. Ve sonra, herkes  Pencerelerin perdelerini kapatıp  daima size, BİZ'e ait olacak..."
             aynı anda "Kavganın alevlidir rüzgarı"yla  Birer birer terk ediyorlar bizi   Ey Muharrem yüzlü Kerbela evlatları, alın bu
             başlayan Bize Ölüm Yok'u söylemeye                                        yüreği ve çarpın zalimin üstüne. Alın bu yüreği
                                                    Varsın bizi terk etsin
             başladı...                             Tatlı su balıkları                 ayna yapın sahte dostlara, haysiyetsiz hainlere.
                Adalılar böyledir işte. Hep daha hızlı  Mehtaplı gece romantikleri     Bu yürek çarpıp, çarpıştıkça en büyük gücümüzdür.
             koşarlar.                                                                 Emperyalizm ve soytarıları, bu yürekle boy ölçü-
                                                    Varsın bizi terk etsin
                Her şey çok hızlı ve biz koşuyoruz                                     şebilecek bir silah yaratamadı ve yaratamaz. Bizim
                                                    Zifiri karanlığın sonsuza dek
             bu maratonda. Hayat arkamızda kalıyor,                                    kendi güzel, umudu güzel, inancı güzel Muhar-
             yetişemiyor bize. Ardımızda kalan hayatın  Süreceğini sananlar            remlerimiz var. Bu güç ve güzellikle hayatın ve
                                                    Yüreğim sen güçlü ol
             önünde, biz ulaşıyoruz hedefimize. Ada-                                   halkı ve dahi Zeynep anaların da yüzünü güldü-
             lılar böyledir işte. Hep daha hızlı koşarlar,  Bil ki bu karanlık sonsuz değil  receğiz.
             Berdan gibi mesela. Koş Muharrem, aç- Sökecek mutlaka şafak                  ÜMİT İLTER
             tığın yollar bu halkın kurtuluş yoludur. Sökecek mutlaka...
             Ve ardındayız, sonuna ve sonuncumuza              Muharrem Karademir
                                                                         Nisan 2001    Şehit sorusunun cevabı: Hatice ALANKUŞ
   52   53   54   55   56   57   58   59   60