Page 134 - Devrimci Sol Mayıs 2018 26. Sayısı...
P. 134
devrimci sol
SİLAHIMA bilir miyiz? Düşmana teslim edebi-
lir miyiz seni? Bunları yapabilme-
Artık beraberiz seninle, omuz
omuzayız... Dersim'in doruklarında miz için; görmüyor olmalı gören
şafak söktüğünde gökyüzünü kızıl- gözlerimiz... Duymuyor olmalı işi-
laştıran güneşi birlikte seyrediyo- ten kulaklarımız... Kopmuş olmalı
ruz... Gittiğim, adım attığım her işiten kulaklarımız... Kopmuş ol-
yerde sen varsın... Yürüyüşlerde, malı seni kavrayan ellerimiz... At-
molalarda, oturduğum bir kaya mıyor olmalı kalbimiz... Ve
parçasında ya da bir ağacın dibinde düşünmüyor olmalı beynimiz...
hep yanımda, uyurken hep baş Ama görüyorsa gözümüz... İşiti-
ucumdasın... Şu saatten sonra yorsa kulağımız... Yerindeyse ve tu-
hani derler ya "anca ölüm ayırır" tuyorsa ellerimiz... Atıyorsa
işte bizi de birbirimizden anca gümbür gümbür kalbimiz... Düşü-
ölüm ayırır... Anlayacağın et ile tır- nüyor ve sorguluyorsa beynimiz...
nak gibiyiz seninle, kopamayız, ay- Nasıl fark edemeyiz ülkemizde ya-
rılamayız birbirimizden... şananları? Farkına varıp da bırak-
Düşünüyorum da, ne çok bekledim mak olur mu seni? Farkına varıp da
seni, sana kavuşmayı. Dersim'in o gereğini yapmamak olur mu hiç? O
yüce doruklarını birlikte adımla- zaman insanız diyebilir miyiz ken-
mayı... "Tamam işte bi sefer kavuş- dimize? Yaşayan ölülerden ne far-
tuk" derken, yine olmadı, payımıza kımız kalır? Evet, kleşim, biz tek
yine hasretlik düştü. O yüzden başımıza da kalsak, -Ki dünyada bir
sana kavuşmak için Dersim'e var- biz kaldık savaşan- Biz görmeye,
mayı bekledik. Birçok engeli aşıp duymaya, savaşmaya, kundağına
"bırakıp sevdamızı kadife tenli za- sıkıca sarılmaya, namluna mermiyi
manlara", sarılmak için soğuk te- sürmeye... Bir köşesine seni koydu-
nine sana geldik... Ve kleşim, uzun ğumuz M-L sandalyemizde otur-
bir hasretlikten sonra kavuştuk bir- maya devam edeceğiz... Elbette ki,
birimize. Birlikte hesap soracağız sen tek başına bir silah değilsin
artık düşmandan. Bir filozof hani bizim gözümüzde. Sen adaletsin
demiş ya: "Gerçek şair kağıtlara halkın elinde olan. Adalet! Nasıl da
değil, hayata şiir yazandır." Biz, se- gerekli değil mi adaletsizliğin kol
ninle hayatın içinde nice şiirler ya- gezdiği bu ülkeye. Yönetememe
zacağız... Yazacağımız şiirler krizleri derinleşip, büyüdükçe ikti-
yüreklere, beyinlere işleyecek... darda kalabilmek için halkın karşı-
Biz, sana koşarken ve heyecanla... sına her gün yeni bir saldırı
Dört gözle beklerken seni... Daha politikasıyla çıkıyorlar. Her gün in-
bir sıkı sarılırken kundağına, kab- sanlarımız katlediliyor polis kur-
zana... Daha bir sağlam dayarken şunlarıyla. Her gün yeni bir baskı
dipçiğini omzumuza... Bir ananın ve zulümle uyanıyoruz güne. Ço-
çocuğunun üzerine titremesi gibi cuklarımızın beyni sokaklara akıtı-
titrerken üzerine... Biz, sürerken lıyor. Birileri ceplerini doldururken,
mermiyi ağzına... Kimileri ise; her gün onlarca insan açlıktan ölü-
"artık silahların miladı doldu" diye- yor. Her gün dünya halklarının üze-
rek, senden uzaklaşmaya, seni terk rine bombalar yağıyor. Ülkemizin
etmeye çalışıyor. Peki biz, terk dört bir köşesi Amerikan üstleriyle
edebilir miyiz seni? Toprağa göme- dolu. Tayyip gibi asalaklar kaçak sa-
134