Page 325 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 325
busu bir daha yaşamak istemiyorlardı. Sivil faşistler devreye
sokuldu. Mücadeleyi geriletmek, devrimci potansiyeli yok
etmek için sivil faşist kontra çeteleri, devrimci gençliğin, ilerici
aydınların, halkın üzerine salındı ve katliamlar başladı.
Faşistler 1 Aralık 1975’te İDMMA Galatasaray Mühendis-
lik Yüksekokulu’nda Cezmi Yılmaz ve Halit Pelitözü adındaki
iki devrimci öğrenciyi katlettiler. Bunun üzerine tüm okullarda
boykot ilan edildi ve Galatasaray Mühendislik Yüksekokulu,
Cephecilerin başlattığı eylemle işgal edildi. İşgali terk ederek
kitlesiyle İTÜ Taşkışla binasına giden oportünistlerin bölücü
tavrı eylemi etkilemedi. Eylem devam etti.
Ertesi gün cenazeleri kaldırmak için on binlerce insan Ga-
latasaray Mühandislikte toplandı ve İstanbul Üniversitesine
yürüdü. Cenazeler, Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camisin-
deydi. Kitle camiye doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca
kitlenin sayısı daha da arttı ve antifaşist bir gösteriye dönüştü.
Oligarşi tehlikenin farkındaydı. Kitle camiye ulaştı. Ancak polis
kitlenin cenazeleri almasını engellemek için cenazeleri kaçıra-
rak kitleyi dağıtmak için saldırdı. Tam tersine kitle dağılmadı,
Cezmi ve Halit’in, katledilen tüm devrim şehitlerinin hesabını
soran sloganlar çok daha güçlü atılmaya başladı. Hesap sorma
isteğiyle çatışan Devrimci Gençlik, Anadolu İhtilalinde bir ilkin
daha yaşanmasını, yaratılmasını sağlayacaktır.
Polisin azgınca saldırısına rağmen tek bir kişi bile dağıl-
madı. Çünkü o kitleyi yönlendiren, güvenliğini alan Dev-Gen-
çlilerdi, Dev-Gençlileri yönlendiren ise Dayı ve İbrahim
Erdoğan’dı. Dayı, çatışmaları bizzat yönetiyordu ve Dayı’nın
yönlendiriciliğinde Türkiye devrim tarihinin en önemli sokak
çatışmalarından birisi yaratıldı.
Çatışmada Dayı ve İbrahim Erdoğan yoldaşlarımızın ini-
325