Page 109 - Kurtuluş Mayıs 2018
P. 109

Ona bakan her yüz adeta «Hasan çavuşu ne cular. Ancak halk uyur uyur uyanır. Bıçak ke-
              vakit öldüreceksin?» diye soruyordu.      miğe dayandığında, ucu kendisine dokundu-
                                                        ğunda kaplan kesilir halkımız. Bugün
                 (Çakırcalı Mehmet Efe - Murat Sertoğlu)
                                                        ülkemizin her tarafına bakalım, işyerinde,
                 Çakırcalı adaleti kendi elleriyle sağladı.  otobüste, vapurda, okulda... her yerde bur-
              Halkımız yüzlerce yıldır adaleti kendi elleriyle  nundan soluyup iktidara öfkesini haykıran
              sağlamayı öğrenmişti. Çünkü egemenler her  insan görmediğimiz gün yok neredeyse. Geç-
              zaman zenginlerin, ağaların tarafını tutmuş-  tiğimiz yıllarda evini yıktırmak istemeyen ka-
              lardı. Çakırcalı Mehmet Efe'den öğreniyoruz  dını hatırlayalım. Yine devlet tam tekmil
              ki, adaleti kendi ellerimizle sağlamalıyız. Hal-  evini yıkmaya gelmişti. Kadın adalet isti-
              kımız hiçbir zaman, Osmanlı'dan bugüne    yordu. Çocuklarıyla birlikte eve barikat kur-
              kadar devlete hiç güvenmemiştir. Her zaman  muştu, silahını almış, ne polisi, ne yıkım
              Ağaların, zenginlerin çıkarına işlemiştir mah-  ekibini yaklaştırmıyordu eve. Günlerce di-
              kemeler. Bu nedenle adaleti kendi elleriyle  rendi, evini yıktırmadı.
              sağlamayı öğrenmiştir halkımız. İş işten geçer,
              asker gelir, jandarma gelir, ağzını bıçak açmaz.  Kurtuluş savaşı yıllarında ve düşmanın
                                                        işgal ettiği haberleri geldiğinde, tüm Ana-
              Soruşturur, sorgular ama tek kelime alamaz
                                                        dolu’yu verseler umurunda bile değildi Ana-
              köylünün ağzından. Ama bütün köylü bilir,
                                                        dolu köylüsünün. Ne zamanki, düşmanı
              ahlaksız, ırz düşmanı, gammaz ya da halk düş-
              manı bir tahsildar, elbet cezasını bulmuştur.  kapılarında gördüler "ağır ellerini toprağı
              Sonra kimse öyle birini hatırlamaz. Adı sanı  doğruldular." Pozantı-Gülek'li köylüler, kapı-
                                                        larında düşman çizmesini görünce, kendi top-
              belirsiz olur, dünyaya geldi mi, yaşadı mı, adı
                                                        rakları, onurları, namusları için savaşa girdiler.
              neydi... kimse hatırlamaz.
                                                        Fransız Binbaşı MENİL işgale gelmişti. El-
                 Halkımızı her gün katleden, hakaret eden,  malı Boğazındaki milis kuvvetlerinin sayısı 44
              tecavüz eden, uyuşturucu bataklığına sürük-  kişiydi.  27 Mayıs sabahı Fransızlar'ın yaklaş-
              leyen faşist AKP'ye karşı da aynı öfkeyi taşı-  tıkları görüldü. Geyik avcısı da olan Gülekli-
              yor halkımız. Adaletsizlik şiddeti, şiddet  ler'in açtıkları ateş sonucu Fransızlar büyük
              adaletsizliği kamçılıyor. Ve ülkemizde adalet-  şaşkınlık içinde bozguna uğradılar. Boğazı ge-
              sizlik uçurumu büyüdükçe halka AKP'nin    çebilmek için ileriye, Yılan ovasına doğru koş-
              uyguladığı şiddet artıyor. Halka karşı büyük  maya başladılar. Fakat önlerinin kapalı
              bir kin duyuyor iktidar.                  olduğunu görüp geri dönmek zorunda kaldı-
                 Biz de halkımızın biriken öfkesini örgüt-  lar. Akşam olmak üzereydi. Kurtulamayacak-
              leyeceğiz. Halkımıza yapılan saldırıların yan-  larını anlayan Fransızlar teslim olmak
              larına kar kalmayacağını göstermeliyiz. Kendi  zorunda kaldılar. 44 köylü milis, koca Fransız
              adaletini her zaman yanı başında hissetmesini  taburunu Pozantı yollarında esir aldı. 650 er,
              sağlamalıyız. Halkımıza adalet duygusunu  1 binbaşı, 23 subay esir aldılar. Düşman kuv-
              tattırmalıyız. Faşizmi durdurmanın gerilet-  vetleri 400den fazla ölü, 2 top, 8 makinalı
              menin tek yolu budur. Bugün demokratik    tüfek ve bin kadar çeşitli silahlar bıraktılar. 44
              bütün hakları gasp etmiş durumdalar. Halkı-  köylüye esir olan Fransız komutan ömrünün
              mıza hareket edecek hiçbir alan bırakmama-  en büyük hezimetini yaşamıştı. Halk kendi
              casına, nefes aldırmadan saldırıyorlar.   canını malını korumak için, silaha sarıldı.

                 Bu kadar açlığa, yoksulluğa, baskıya karşı  Fransızlar yabancı toprakları işgale gelmiş-
              halkımızın sesinin soluğunun çıkmadığını  lerdi, bu nedenle bilmedikleri insanlardan,
              iddia eder kimi fırsatçı, mücadele kaçkını sol-  bilmedikleri topraklardan korkuyorlardı. Ye-

                 kurtuluş                                                                  109
   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114