Page 126 - DDY YKS SINIF SORU BANKASI
P. 126
12. SINIF
2 ANADOLU’DA İSLAM ANLATIM
ÜNİTE KONU
Hacı Bektaş-ı Veli: Horasan’ın Nişabur şehrinde 1209 yılında dünyaya gelmiş ve 1270 yılında Nevşehir’de
vefat etmiştir. Hoca Ahmet Yesevi’nin Yesevilik tarikatı silsilesine mensuptur.
Yunus Emre: Türk halkının bütün duygu, düşünce ve heyecanlarını iç zenginliğiyle yazan Yunus Emre, Ana-
dolu’nun pek çok yerinde halkı ve onların yaşamını yakından görmüş ve yansıtmıştır.
Hacı Bayram-ı Veli: Ankara’da müderrislik yaptığı dönemde Şeyh Hamid-i Velî (Somuncu Baba) tarafından
Kayseri’ye davet edilmiştir. Somuncu Baba ile tanıştıktan sonra ona manevi olarak bağlanmış ve o vefat edin-
ceye kadar yanından ayrılmamıştır.
Sarı Saltuk: Balkanların Osmanlılar tarafından fethedilmesinden önce başlıca Balkanlarda ve civârındaki böl-
gelerde seyahat ederek insanlara İslâm’ı tebliğ eden Alevî-Bektâşî şeyhi ve Türkmen bir Derviştir.
3. KUR’AN’DAN MESAJLAR : NİSÂ SURESİ 69. AYET
“Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddık-
larla, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır.” (Nisa suresi 69. ayet)
Açıklama: Bir sahabi Allah resulüne gelmiş ve dünyayı kendisine dar eden şu endişesini dile getirmiştir: “Ey
Allah’ın elçisi! Ben seni kendimden ve çocuklarımdan daha çok seviyorum. Evimde iken seni hatırlıyor, has-
retine dayanamadığım için hemen gelip görüyor, yüzüne bakıyorum. Senin ve benim ölümümü düşündüm.
Anladım ki, sen öldüğünde ve cennete girdiğinde peygamberlere mahsus yüce makamlarda bulunacaksın.
Ben ise cennete girdiğimde seni göremeyeceğimden korkuyorum!” Hz. Peygamber bu sözlere cevap verme-
den Cebrail gelmiş, Allah’a ve resulüne itaat edenlerin cennette kimlerle beraber olacaklarını bildiren ayeti
getirmiştir.
• Asla yalan söylemeyen; tasdîk edip onaylayan; sıdkın her türlüsüne çokça bağlanan kişiye sıddîk denir.
Kelimenin kök anlamındaki güç ve metâneti de ekleyerek ifade edersek, kelimenin anlamlarını; sıdka alışık
olduğundan dolayı kendisinden asla yalan sâdır olmayan ve bunun için büyük bir mücadele veren; sözüyle
ve inancıyla doğruladığını fiiliyle de gerçekleştiren; sıdka sımsıkı sarılan, yani ona devam eden kişi şeklinde
genişletmek mümkün olur. Sıddîk kelimesinin tanımları arasında yer alan tasdîk edilip onaylanılandan kas-
tın; Allah ve Resûlü (s.a.v.)’nün bütün emirleri olduğu da belirtilmektedir.
• Hz. Ebû Bekr’in “es-Sıddîk” lakabıyla sıfatlanması da bu kelimenin birden fazla anlamını bize rahatlıkla
göstermektedir. Hz. Ebû Bekir, Mi’râc’dan dönüşte Hz. Muhammed (s.a.v.)’in anlattıklarının doğru olduğuna
inanma konusunda tereddüt yaşayan müslümanların aksine, Nebî (s.a.v.)’nin gıyabında “O, sâdıktır” diye-
rek söylediklerini doğrulamış ve yüzüne karşı da “Şehâdet ederim ki; Sen, Allah’ın elçisisin” deyip onu te’yîd
etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) de ona “Sana gelince Ebû Bekr, sen gerçekten es-sıddîksin”şeklinde cevap
vermiştir. Mi’râc hakikatine şehâdet ettiği ve çevredekilerin yanıltıcı sözlerine iltifat etmeyerek, anlatılanların
îmânını sarsmasına izin vermediği için es-Sıddîk lakabıyla onurlandırılmıştır.
126
YKS KONU ANLATIMLI SORU BANKASI