Page 137 - DDY YKS SINIF SORU BANKASI
P. 137
12. SINIF
4
KONU GÜNCEL DİNİ MESELELER ÜNİTE
ANLATIM
1. DİNİ MESELELERİN ÇÖZÜMÜNDE TEMEL İLKE VE YÖNTEMLER
1. Zarurat-ı Diniyye: Fıkıh, sözlükte bir şeyi derinlemesine bilmek ve kavramak anlamına gelir. Terim olarak kişinin
günlük hayatında faydasına ve zararına olan şeyleri bilmesidir.
Hz. Peygamber döneminde hukukun Kur’an ve Sünnet olmak üzere iki kaynağı vardır. İctihad hukuk kaynağı niteliği
taşımamaktadır. Sahabe döneminde Kur’an ve Sünnet’in yanında ictihad da bir hukuk kaynağı haline gelmiştir.
Hz. Peygamber döneminde İslam hukukunun oluşum süreci açısından bazı özellikler dikkati çekmektedir. İlgili hususlar
daha ziyade hükümler vaz edilirken gözetilen hukuk siyasetini yansıtmaktadır.
2. Tedricilik: Namazın günde beş vakit olarak zorunlu kılınması Mekke döneminin sonlarına doğru olmuştur. Daha
önce sabah ve akşam olmak üzere günde iki vakit namaz kılmak yeterli görülmekteydi.
3. Kolaylık İlkesi: Hz. Peygamber döneminde hükümlerin vaz edilişi sırasında gözetilen temel amaçlar içerisinde ko-
laylık ilkesi yer almaktadır. İlahi iradenin mükelleflerin zorluk ve sıkıntı içerisinde kalmasını değil, bilakis kolaylaştırmayı
hedeflediği bizzat Kur’ân’da açıklanmıştır.
4. Toplumun Maslahatının Gözetilmesi: Hz. Peygamber döneminde hükümlerin vaz edilişi sırasında toplumun temel
ihtiyaç ve faydalarının gözetilmesi, hukuki yapılanmanın bariz bir özelliği olarak dikkat çekmektedir. Bu bağlamda bazı
hukuki düzenlemelerin toplumun maslahatı doğrultusunda değişime tabi tutulduğu görülmektedir.
Fıkıh denildiğinde ictihât akla gelmekte, içtihat adeta fıkhın eksenini oluşturmaktadır. İçtihat faaliyetinde bulunan kişiye
de fakih ve müctehit adı verilmektedir. İçtihadın üç önemli unsuru vardır. Bunlardan birisi naslar, diğeri akıl yürütme,
üçüncüsü ise sosyal gerçekliktir.
İslam insan sağlığına büyük önem vermekte, zarûrât-ı dîniyyeden olan canın ve dolayısıyla da sağlığın korunması ilke-
si, bazen dinen korunması istenen diğer hususlara dahi öncelenmektedir.
2. İKTİSADİ HAYATLA İLGİLİ MESELELER
İslam’ın Mülkiyet Anlayışı: Mülkiyet, mal ya da menfaat üzerinde var olan ve sahibine o şeyden yararlanma veya kar-
şılığında bir bedel alma yetkisi veren haktır. Mülkiyet hakkı, sahibine malı kullanma, gelirlerinden yararlanma, tüketme
ve saklama gibi tasarruf yetkisi sağlar. Çalışma, el emeği, alın teri ve göz nuruyla elde edilen malların yanı sıra hibe,
miras gibi yollarla elde edilen mallar da helaldir. Hiç kimse başkasının mal mülk sahibi olmasını engelleyemez. Bu
nedenle mülkiyet hakkına karşı işlenecek her türlü haksızlık suç sayılmıştır.
İslam’da Fakirlik Problemi: İlk göze çarpan haliyle yoksulluk, ekonomik yönü vurgulu bir kavramdır. Ancak biraz ya-
kından bakılınca yoksulluğun konumuz açısından insan onuru, özsaygısı ve gurur duygusu ile bir ilişkisi olduğu ortaya
çıkmaktadır.
İslam, bir yandan insanların kendi geçimlerini sağlamak için çalışmalarını emrederken diğer yandan yoksulluğu bir
süreç ya da problem olarak görüp bu sürecin ya da problemin ve onun negatif etkilerinin hafifletilmesi için motivasyon
sağlamaya yönelir.
İslam dini insanların kardeşçe yardımlaşma ve dayanışma içinde yaşamalarını ister. Bu yüzden Hz. Muhammed, Müs-
lümanları bir bedenin organlarına benzetmiştir. Bu organlar arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi, bedenin uyumlu çalış-
masını sağlar. Bunun gibi toplumun bireyleri arasındaki bağın güçlendirilmesi de toplumsal uyumun sağlanması için
önemlidir. Bundan dolayı İslam dini, insanlar arasında yardımlaşma ve dayanışmayı öğütler.
İş Sağlığı ve Güvenliği: Ülkemizde yaşanan birçok olumsuzluklar kader inancıyla yanlış bir şekilde açıklanmaya çalı-
şılmaktadır. Kader, kişinin-şirketlerin ve kurumların sorumluluklarından kurtulmak için kullandığı sığınak bir inanç haline
getirilmeye çalışılmaktadır.
Çalışanların (yorgunluk, bilgisizlik vb. gibi nedenlerden kaynaklanmayan) hataları sonucu kazalar gerçekleşebilir. Bun-
ları kelimenin tam anlamıyla “Takdiri ilahi” olarak adlandırabiliriz.
3. GIDA MADDELERİ VE BAĞIMLILIKLA İLGİLİ MESELELER
Eşyada asıl olan helal olandır: Yani bu, aksine delil bulunmadıkça, bir eşyadan faydalanmanın veya bir davranışta
bulunmanın mubah olduğuna hükmedilmesi anlamına gelir.
GDO’lu gıdaların insan üzerindeki etkisi: Sağlık, hem mutlu yaşamanın hem de sorumlulukları yerine getirmenin
temel şartıdır. Bu nedenle dinimiz sağlığı bozan her şeyi yasaklamış, sağlıklı yaşamak için gerekli tedbirleri almamızı
istemiştir. Sağlıklı olmak için iyi ve düzenli beslenmek önemlidir. Bu nedenle İslam dini insan sağlığını bozacak her türlü
gıdanın alınmasını haram kılmıştır. Örneğin, domuz eti, alkol, kendiliğinden ölmüş hayvan leşleri bunlardandır. Helal
olan gıdalar ise vücudun ihtiyacına göre alınmalıdır.
137
YKS KONU ANLATIMLI SORU BANKASI