Page 70 - DDY YKS SINIF SORU BANKASI
P. 70

10. SINIF
                  4                 AHLAKİ TUTUM VE DAVRANIŞLAR                                   ANLATIM
                  ÜNİTE                                                                             KONU

               İftira: iftira kavramı bir açıdan yalan söylemek ile de ilişkilidir. İftira yalanın bir çeşididir. İftira bir kimseyi haksız
               bir şekilde suçlamak, ona olmayan kötü ve kusurlu bir davranışı isnat etmektir. Bir ayette mü’minler bu davranış
               karşısında şöyle uyarılmıştır: “Kim de bir hata veya günah işler, sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa şüphesiz
               ağır bir iftira suçunu ve apaçık bir günahı yüklenmiş olur.” (Nisâ suresi, 112. ayet)

               Mahremiyet ihlali: İslami literatürde buna tecessüs denir. Bu kavram insanların gizli hallerini, ayıp ve kusurlarını
               araştırmak demektir. Gizli kalması gerekenleri kötü maksatla araştırmak doğru bir iş değildir.
               Gıybet: Gıybet bir insanın arkasından hoşlanmadığı şekilde konuşmak, bunu başkalarına aktarmaktır. Gıybeti
               yapılan kimse, bedeninde, nesebinde, ahlakında, işinde, sözünde, dininde, dünyasında, hatta elbisesinde, evin-
               de, hayvanında bulunan bir kusur, arkasından söylendiği zaman, bunu işitince üzülürse, gıybet olur. Duyunca
               üzüleceği bir sözü yüzüne karşı da söylemek günahtır. Bir keresinde sevgili peygamberimiz sahabeyle sohbet
               ederken, “Allah Resulü ‘Gıybet nedir biliyor musunuz?’ diye sordu. Sahâbe ‘Allah ve Resulü daha iyi bilir.’ ceva-
               bını verdiler. Resulullah ‘Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır.’ … buyurdu.
               Haset: Haset, kıskançlık ve çekememezliktir. Bir kimsenin sahip olduğu maddi ve manevi imkanları kıskanmak,
               bu imkanların ortadan kalkması için kötülük düşünmektir. Kalpte bulunan ve insanı kötülüklere sürükleyen en
               önemli ve gayri ahlâkî özelliklerden, hastalıklardan birisidir. Bilgisizlik ve tamahkârlığın birleşmesinden, kaynaş-
               masından doğar. En çok da tanıdık ve akrabalar arasında kendisini gösterir. Hasedçilerin durumu Kur’an’da
               şöyle tanımlanır: “Size bir iyilik dokunsa, bu onları tasalandırır,” size bir kötülük dokunsa, ondan ötürü sevinirler.”
               (Âl-i İmran suresi, 120. ayet)

               Suizan: Zan, kesin olmayan bilgiye dayalı hüküm vermektir. “Sû-i zann”ın zıddı (karşıtı), “Hüsnüzan (hüsn-i
               zan)”dır. “Hüsn”, “güzellik, iyilik, hoşluk, olgunluk, mükemmellik” demektir. Sevgili peygamberimiz konu hakkın-
               da söylediği sözlerden birinde şu uyarıyı  yapmıştır: “Müslümanların eksiklerini, ayıplarını araştırmayın. Zira her
               kim müslümanların ayıplarını araştırırsa, Allah’ta onun ayıbını tâkip eder, nihayet evinin içinde bile onu rezil ve
               rüsvâ eder.” buyurmuştur.
               Hile: Hile yapmak, insanları aldatmak, kandırmak ve karşı tarafı yanıltmak amacıyla kazanç sağlama fiilidir. Bu
               açıdan doğruluk ve adaletin zıttıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur: “Ey iman edenler, Allah’a ve Peygambere
               hâinlik etmeyin. Kendiniz bilip dururken emânetlerinize de hâinlik etmeyiniz.” (Enfâl suesi, 27. ayet)
               İsraf: İsraf, genel olarak tutum ve davranışlarda ölçü dışına çıkmaktır. Dinimizde abes, lüzumsuz şeyleri yapmak,
               caiz değildir. Mesela boş ve lüzumsuz yere bir şeyler karalamak, israf ve abestir. Sıklıkla israf edilen şeylerden
               bazıları şunlardır: Zaman, emek, enerji, kağıt, kalem, mürekkep. Hepsinden mühimi de faydalı bir şeyle meşgul
               olunmamak gibi…

               Ahlaki ilkelere bağlı olmak bir inanca sahip olmanın gereği olarak yaşanmaktadır. Bu bakımdan tutum ve davra-
               nışlarda ölçülü olmak, hakkını ve haddini bilmek demektir. Aşırıya gitmemek, uçlara savrulmamak, herkese hak
               ettiği gibi davranmak, iyilik ve adalet için uğraşmak ve zulmü engellemek anlamına gelmektedir. İnsanların her
               seçimleri ve yaşayışları, tutum ve davranışlarda ölçülü olma ahlakına bağlı olmalıdır.

               5. KUR’AN’DAN MESAJLAR: HUCURÂT SURESİ 11-12. AYETLER
               “Ey iman edenler! Erkekler diğer erkeklerle alay etmesinler; onlar kendilerinden daha iyi olabilirler; kadınlar da
               diğer kadınlarla alay etmesinler; alay edilen kadınlar edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerinizi karalamayın,
               birbirinize kötü ad takmayın. İman ettikten sonra fâsıklıkla anılmak ne kötüdür! Günahlarına tövbe etmeyenler
               yok mu, işte zalimler onlardır.Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri
               araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bak
               bundan tiksindiniz! Allah’a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur.”
               (Hucurat suresi, 11-12. ayetler)
               Hucurât suresi Medine Dönemi’nde inmiştir. 18 âyettir. Dördüncü ayette geçen “Hucurât” kelimesi sureye ad
               olarak verilmiştir. Hucurât odalar demektir. Ağırlıklı olarak toplumda uyulması gereken  görgü kuralları ve ahlaki
               konular üzerinde durulmaktadır. Bu ayetlerde müminlerin kardeş olduğu belirtilmiş ve insanlığın birliğine vurgu
               yapılmıştır.
                                                          70
               YKS KONU ANLATIMLI SORU BANKASI
   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75