Page 84 - DDY 10. SINIF SORU BANKASI
P. 84
Ahlaki Tutum ve Davranışlar
İftira: iftira kavramı bir açıdan yalan söylemek ile de ilişkilidir. İftira yalanın bir çeşididir. İftira bir kimseyi haksız bir şekilde
suçlamak, ona olmayan kötü ve kusurlu bir davranışı isnat etmektir. Bir ayette mü’minler bu davranış karşısında şöyle
uyarılmıştır: “Kim de bir hata veya günah işler, sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa şüphesiz ağır bir iftira suçunu ve
apaçık bir günahı yüklenmiş olur.” (Nisâ suresi, 112. ayet)
Gıybet: Gıybet bir insanın arkasından hoşlanmadığı şekilde konuşmak, bunu başkalarına aktarmaktır. Gıybeti yapılan
kimse, bedeninde, nesebinde, ahlakında, işinde, sözünde, dininde, dünyasında, hatta elbisesinde, evinde, hayvanında
bulunan bir kusur, arkasından söylendiği zaman, bunu işitince üzülürse, gıybet olur. Duyunca üzüleceği bir sözü yüzüne
karşı da söylemek günahtır. Bir keresinde sevgili peygamberimiz sahabeyle sohbet ederken, “Allah Resulü ‘Gıybet nedir
biliyor musunuz?’ diye sordu. Sahâbe ‘Allah ve Resulü daha iyi bilir.’ cevabını verdiler. Resulullah ‘Kardeşini hoşlanmadığı
bir şeyle anmandır.’ … buyurdu.
Haset: Haset, kıskançlık ve çekememezliktir. Bir kimsenin sahip olduğu maddi ve manevi imkanları kıskanmak, bu im-
kanların ortadan kalkması için kötülük düşünmektir. Kalpte bulunan ve insanı kötülüklere sürükleyen en önemli ve gayri
ahlâkî özelliklerden, hastalıklardan birisidir. Bilgisizlik ve tamahkârlığın birleşmesinden, kaynaşmasından doğar. En çok da
tanıdık ve akrabalar arasında kendisini gösterir. Hasedçilerin durumu Kur’an’da şöyle tanımlanır: “Size bir iyilik dokunsa,
bu onları tasalandırır,” size bir kötülük dokunsa, ondan ötürü sevinirler” (Âl-i İmran suresi, 120. ayet)
Suizan: Zan, kesin olmayan bilgiye dayalı hüküm vermektir. “Sû-i zann”ın zıddı (karşıtı), “Hüsnüzan (hüsn-i zan)”dır.
“Hüsn”, “güzellik, iyilik, hoşluk, olgunluk, mükemmellik” demektir. Sevgili peygamberimiz konu hakkında söylediği sözler-
den birinde şu uyarıyı yapmıştır: “Müslümanların eksiklerini, ayıplarını araştırmayın. Zira her kim müslümanların ayıplarını
araştırırsa, Allah’ta onun ayıbını tâkip eder, nihayet evinin içinde bile onu rezil ve rüsvây eder.” buyurmuştur.
Hile: Hile yapmak, insanları aldatmak, kandırmak ve karşı tarafı yanıltmak amacıyla kazanç sağlama fiilidir.. Bu açıdan
doğruluk ve adaletin zıttıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur: “Ey iman edenler, Allah’a ve Peygambere hâinlik etmeyin.
Kendiniz bilip dururken emânetlerinize de hâinlik etmeyiniz” (Enfâl suesi, 27. ayet)
İsraf: İsraf, genel olarak tutum ve davranışlarda ölçü dışına çıkmaktır. Dinimizde abes, lüzumsuz şeyleri yapmak, caiz de-
ğildir. Mesela boş ve lüzumsuz yere bir şeyler karalamak, israf ve abestir. Sıklıkla israf edilen şeylerden bazıları şunlardır:
Zaman, emek, enerji, kağıt, kalem, mürekkep. Hepsinden mühimi de faydalı bir şeyle meşgul olunmamak gibi…
Ahlaki ilkelere bağlı olmak bir inanca sahip olmanın gereği olarak yaşanmaktadır. Bu bakımdan tutum ve davranışlarda öl-
çülü olmak, hakkını ve haddini bilmek demektir. Aşırıya gitmemek, uçlara savrulmamak, herkese hak ettiği gibi davranmak,
iyilik ve adalet için uğraşmak ve zulmü engellemek anlamına gelmektedir. İnsanların her seçimleri ve yaşayışları tutum ve
davranışlarda ölçülü olmak ahlakına bağlı olmalıdır.
5. KUR’AN’DAN MESAJLAR: HUCURÂT SURESİ 11-12. AYETLER
“Ey iman edenler! Erkekler diğer erkeklerle alay etmesinler; onlar kendilerinden daha iyi olabilirler; kadınlar da diğer ka-
dınlarla alay etmesinler; alay edilen kadınlar edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerinizi karalamayın, birbirinize kötü
ad takmayın. İman ettikten sonra fâsıklıkla anılmak ne kötüdür! Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu, işte zalimler on-
lardır.Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini
yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bak bundan tiksindiniz! Allah’a itaatsizlikten de
sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur.” (Hucurat suresi, 11-12. ayetler)
Hucurât suresi Medine Dönemi’nde inmiştir. 18 âyettir. Dördüncü ayette geçen “Hucurât” kelimesi sureye ad olarak ve-
rilmiştir. Hucurât odalar demektir. Ağırlıklı olarak Toplumda uyulması gereken görgü kuralları ve ahlaki konular üzerinde
durulmaktadır. Bu ayetlerde müminlerin kardeş olduğu belirtilmiş ve insanlığın birliğine vurgu yapılmıştır.
84 10. SINIF KONU ANLATIMLI SORU BANKASI