Page 48 - DDY PARAGRAF SORU BANKASI
P. 48

ZEKAT VE SADAKA İBADETİ

                                                                   Onun yanına gittim. Zekât toplamak üzere geldi-
               ÖRNEK OLAYLAR                                       ğimi söyledim, beni sürünün içine götürdü:

                                                                –   Dilediğini alıp götür, dedi.
              Ebû Hüreyre dedi ki, Resûlullah (sav)‘in vefatı üze-     Ben de gezdim, malların içinde ne en iyisi, ne de en
               rine,  yerine  Ebû  Bekir  halife  seçilip  de  Araplardan   kötüsü olan orta bir inek seçtim.
               kimileri dinden dönünce, Ebû Bekir bunlara karşı sa-
               vaş açtı. Bunun üzerine Hz. Ömer:                –   Bu kâfidir, alıp götürürüm, dedim. Bana itiraz etti:
                                                                –   Ben  böyle  süt  vermeyen  bir  ineği  zekât  olarak
               –   Resûlullah (s.a.v.) “Ben insanlarla Allah’tan başka
                  ilâh  yoktur  deyinceye  kadar  savaşmakla  emro-  önüne katıp da Resûlüllah’ın huzuruna gönder-
                  lundum. Kim kelime–i tevhîdi söylerse, –İslâm’ın   mekten hayâ ederim (utanırım), bu süt vermeyen
                  hakkı  olan  hadler  hariç–  mal  ve  canını  benden   ineği bana bırak, şu genç ve semiz deveyi bari al!
                  korumuş  olur.  Gerçek  hesabını  görmek  ise  Al-  dedi.
                  lah’a  kalmıştır”  buyurmuşken  şimdi  sen  onlarla      Ben, kendisine cevap verdim:
                  nasıl savaş edersin? diye karşı çıktı.
                                                                –   Bunu alamam. Zira bu senin mallarının en iyisidir.
               Ebû Bekir:                                          Resûlüllah Hazretleri bana, zekâtları malların ne
               –   Allah’a yemin ederim ki, namazla zekâtın arası-  en iyisinden, ne de en kötüsünden seçmeyip, orta
                  nı  ayıranlarla  mutlaka  savaşırım.  Çünkü  zekât,   olanından almamı emrettiler. Bunu alabilmem için
                  malın (ödenmesi gerekli) hakkıdır. Allah’a yemin   Resûlüllah’ın izni olmalıdır.
                  ederim ki, Resûlullah’a verdikleri bir deve yularını      Konuşmamız bu minval üzere uzadı. O:
                  bile bana vermekten kaçınırlarsa, sırf bu sebep-
                  ten dolayı onlarla savaşırım” cevabını verdi.  –   Ben,  Resûlüllah’ın  huzuruna  süt  vermeyen  bir
                                                                   ineği, zekât olarak göndermekten utanırım, diyor,
               Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle dedi:                  ben ise: -Bundan başkasını almaya me’zûn deği-
               “Yemin ederim ki, zekât vermek istemeyenlerle sa-  DDY Yayınları  lim, diye ısrar ediyordum.
               vaş konusunda Allah Teâlâ’nın, Ebû Bekir’in kalbine      Bir ara şu teklifi yaptım:
               tam bir kararlılık vermiş olduğunu gördüm ve doğru-
               nun bu olduğunu anladım. ”                       –   Sen şu deveni al, birlikte Resûlüllah’ın huzuruna
                                                                   gidelim,  mes’eleyi  kendisine  anlat.  Resûlüllah
                                                                   emir verirse kabûl ederim!
              Resûlüllah  Hazretleri,  Ashâbından  bâzılarını  zekât      Adam  teklifimi  kabûl  etti.  Birlikte  deveyi  de  alarak
               toplamak için vazifelendirmişlerdi. Ensâr’dan Übey   Resûlüllah’ın huzuruna geldik. Şöyle konuştu:
               bin  Kâ’b,  zekât  toplamak  üzere  vazifelendirilenler-
               den  biriydi.  Kendisine  bildirilmiş  olan  mıntıkanın   –   Yâ  Resûlâllah!  Zekât  me’murunuz  geldi.  Ona
               Müslümanlarını  bir  bir  gezer,  Allah’ın  farz  kıldığı   malımı arz ettim. İçlerinden bir sütsüz inek seçti.
               zekâtlarını, Beytü’l-Mâl’e teslim etmek üzere kendi-  Ben de ona razı olmadım, benim verdiğim genç
               sine getirmelerini isterdi.                         ve semiz deveyi de o kabul etmedi. Şimdi deveyi
                                                                   buraya getirdim, lütfen kabul buyurun!
               Bizzat kendisi bazı hatıralarını anlatırken oldukça ib-
               retli bir vak’a(olay) nakleder. O günün Müslümanla-     Malının en iyisini zekât vermek isteyen bu zata karşı
               rının zekât gibi malî ibadetlere nasıl bir hisle baktık-  Resûlüllah Hazretleri gülümseyerek şöyle buyurdular:
               larını gösteren bu tarihî hâdiseyi, aynen nakletmekte   –   Übey senin malından vermek mecburiyetinde ol-
               büyük fayda mülâhaza etmekteyim.                    duğunu ayırmış, sen ise daha fazla vermek hami-

               Şimdi söz, zekât toplama memuru Übey bin Kâ’b’ta-   yetini göstermişsin. Allah niyetini kabul buyursun.
               dır. Diyor ki:                                      Bundan sonra:
               –   Resûl-i Ekrem Hazretlerinin emirleri üzerine Benî   –   Übey, bu deveyi al ve zekât malları içine kaydey-
                  Kudâ, Benî Üzre ve Benî Saad kabilelerinin sa-   le, diyerek ellerini açıp o zata duada bulundular.
                  dakalarını toplamaya gitmiştim. Bunların hepsinin   Resûlüllah’ın  o  duasından  sonra,  o  zatın  Medi-
                  sadakalarını  topladım,  yalnız  bir  adam  kalmıştı.   ne’nin sayılı zenginlerinden biri olduğu görüldü.

                                                          48
            8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ PARAGRAF SORU BANKASI
   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53