Page 651 - Yaratılış Atlası 4. Cilt
P. 651
Her İnsan Tüm Hayatını Beynindeki Monitörün Başında
Geçirir, Hiçbir İnsan Beyinden Dışarı Çıkmamıştır
ADNAN OKTAR:... İnsanlar beyninin içinde yaşadıklarını bilmiyorlar. Dışarıda yaşa-
dıklarını zannediyorlar. Dışarıda insanların bedeni vardır, fakat maddenin yapısından dola-
yı, atomun yapısından dolayı saydamdır madde. Bu bilim adamlarının ittifakla söylediği ya-
ni dinsiz-dindar her ikisinin de ittifakla söylediği bir sözdür. Ayrıca dışarıda ışık yok. Bu hiç
bilinmiyor dünyada. İnsanlar, "pırıl pırıl, güneşli, aydınlık bir ortam var" diyor... Güneşli ha-
vada geziniyor.
Güneşli havada, Güneş'i gören hiçbir zaman için gerçek Güneş'i göremez. Çünkü ger-
çek Güneş simsiyah karanlıktır. Güneş dalga yayar, insanın beyni o dalgayı ışık olarak görü-
yor, ışık olarak algılıyor. Dışarıda ışık yok. Hangi bilim adamına sorarsanız sorun bunu bi-
lirler ve madde; çekirdek, nötron ve protonun birbirlerine uzaklıklarından dolayı ve şiddetli
uzak olduğu için saydamdır, yani cam gibi saydamdır madde. Dolayısıyla dışarıda ne renk
var, ne ışık var, ne de bizim anladığımız tarzda bir madde var. O tarzda bir madde yok, ya-
ni saydam olan madde vardır. Dışarıda renk diye bir şey yoktur, çünkü dalga boylarını be-
yin renk olarak algılar. Dışarıda dalgalar var, o dalgalar beynimize geldiğinde kimini kırmı-
zı, kimini yeşil, kimini mavi olarak alır. Dışarıda renk yok, bu çok önemli bir şey. Yemyeşil
ormanlık diyor mesela bakıyor insanlar, öyle bir şey yok dışarıda. O beynin yorumu.
Dolayısıyla bütün bunlar beynin içinde şu kadarcık (mercimek kadar) yerde oluyor. Ufak bir
yerde oluyor. Şimdi mesela biri diyor ki "benim muhteşem bir yatım var", beraber gidiyorlar,
yata bakıyor çok muhteşem bir yat. Bir gözünü kapatsın, gözüne yandan bastırsın, hafifçe be-
yaz kısmına şu yan içten bastırsın, yat bir böyle gelir bir böyle gider bastırdıkça, bir böyle ge-
lir, bir böyle gider. Neden böyle olur? Çünkü dışarıda yatın aslı ile muhatap olmuyor ki gö-
rüntüsü ile muhatap oluyor da onun için. Yani beyninin içerisinde... Dışarıda yat var, ama dı-
şarıdaki yat saydamdır ve simsiyah karanlıktır. Yatın görüntüsü beynine düşüyor, beyninde
görüyor.
Her insan bir monitörün başında yaşar. Nasıl iş yerinde insanlar bir monitörün başında
görevini yapıyor, hiç ayrılmıyorlar, sürekli monitörün başında yaşıyorlar. Veyahut güvenlik
memurları oluyor, karşısında bir monitör oluyor değil mi?... İşte insan aynı öyle yaşıyor
şu an beyninin içerisinde. Elektrikten oluşan bir ekran var, onun başında yaşar in-
sanlar. Bu yalnız bir inanç, felsefe falan değil. Bu bilimsel bir gerçek. Hiçbir insanın
reddedemeyeceği bir gerçektir bu.
( 30 Aralık 2009 tarihli röportaj/ www.a9.com.tr /
www.harunyahya.tv)