Page 167 - Kuran Ahlakı
P. 167

Adnan Oktar (Harun Yahya)


             dönüştürerek beyne gönderir. Aynen görmede olduğu gibi duyma
             işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
                Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese

             de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü
             de olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler be-
             yinde algılanır. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfoni-
             lerini dinlersiniz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız.

             Ama o anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse,
             burada keskin bir sessizliğin hakim olduğu görülecektir. Net bir gö-
             rüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kullanılıyorsa, ses için
             de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt cihazları,
             müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sistemleri
             bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak tüm teknolojiye, bu teknolojiyi

             üretmek için çalışan binlerce mühendise ve uzmana rağmen kulağın
             oluşturduğu netlik ve kalitede bir sese ulaşılamamıştır.
                En büyük müzik sistemi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik setini
             düşünün. Sesi kaydettiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur veya
             az da olsa mutlaka parazit oluşur veya müzik setini açtığınızda daha

             müzik başlamadan bir cızırtı mutlaka duyarsınız. Ancak insan vü-
             cudundaki teknolojinin ürünü olan sesler son derece net ve kusur-
             suzdur. Bir insan kulağı, hiçbir zaman müzik setinde olduğu gibi
             cızırtılı veya parazitli algılamaz; ses ne ise tam ve net bir biçimde
             onu algılar. Bu durum, insan yaratıldığı günden bu yana böyledir.
             Şimdiye kadar insanoğlunun yaptığı hiçbir görüntü ve ses cihazı,

             göz ve kulak kadar hassas ve başarılı birer algılayıcı olamamıştır.
             Ancak görme ve işitme olayında, tüm bunların ötesinde, çok büyük
             bir gerçek daha vardır.



                                          165
   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171   172