Page 39 - Kuran Ahlakı
P. 39
Adnan Oktar (Harun Yahya)
"Hiç şüp he siz, Biz her şe yi ka der ile ya rat tık" (Ka mer Su re si, 49)
hük mü nü ve rir.
Bir baş ka ayet te ise şöy le buy rul mak ta dır:
Yer yü zün de olan ve si zin ne fis le ri niz de mey da na ge len her han gi
bir mu si bet yok tur ki, Biz onu ya rat ma dan ön ce, bir ki tap ta (ya -
zı lı) ol ma sın. Şüp he siz bu, Al lah'a gö re pek ko lay dır. (Ha did Su -
re si, 22)
Mümin bu sırrın bilincinde olarak yaşamalı, inkarcıların içinde
bulundukları "cehalet" boyutuna asla inmemelidir. Eğer yaşamın
"kaderi izlemek ve seyretmek" olduğunu anlarsa, karşısına çıkan hiç-
bir olay onu üzmez ya da korkutmaz. Sığındığı mağaranın kapısına
kendilerini öldürmek için gelen müşriklere rağmen, yanındaki ar-
kadaşına ayette bildirildiği üzere, "Hüzne kapılma, elbette Allah bi-
zimle beraberdir" (Tevbe Suresi, 40) diyen Hz. Muhammed (sav)
gibi her an emin ve cesur olur.
Tevekkül
Bütün olayları meydana getiren Allah'tır. Allah'ın yaratmış ol-
duğu olayların hepsinde müminler için mutlaka bir hayır vardır.
Tüm olaylar, mutlaka müminlere faydalı olacak şekilde takdir edil-
miştir ve herşey bu takdire göre gerçekleşir.
Mümin için tek güvenip dayanılacak dost, Allah'tır. Tek vekil
O'dur. Müminin üzerine düşen, olaylar karşısında sadece Allah'ın
razı olacağı umulan tepkileri vermek, sebeplere sarılmak, sonucunu
ise Allah'tan beklemektir. Ayetlerde, inkarcıların haberdar olmadığı
bu büyük sır şöyle ifade edilir:
... Kim Al lah'tan kor kup-sa kı nır sa, (Al lah) ona bir çı kış yo lu
gös te rir; Ve onu he sa ba kat ma dı ğı bir yön den rı zık lan dı rır. Kim
37