Page 59 - Kuran Ahlakı
P. 59
Adnan Oktar (Harun Yahya)
Ka tın da "de ğer li" kı lan te mel iba det ler den ve ima nın en açık gös -
ter ge le rin den bi ri dir.
İnsanların çoğu, büyük bir cehaletle, tüm evrenin bir maddeler
toplamı olduğunu ve bu maddelerin de, kör tesadüflerle birbirlerini
etkileyerek hareket ettiklerini sanır. Gerçekte var olan herşeyin
Allah'ın iradesine boyun eğmiş olduğunun, herşeyin ancak Allah'ın
"Ol" emri ile olduğunun farkında değildirler. Bu nedenle de, tüm
yaşamları, bu maddeler dünyasında mücadele, çaba ve uğraşı içinde
çalışmakla geçer.
Ancak iman eden bir insan evrenin sırrını bilmektedir. Bilir ki,
Allah, herşeyi Kendi iradesine boyun eğdirmiştir, herşeye hakimdir
ve Kendisi'nden yardım isteyen kullarına da şefkatlidir. Allah bir
ayetinde kullarına şöyle seslenir:
Kul la rım Be ni sa na so ra cak olur sa, mu hak kak ki Ben (on la ra)
pek ya kı nım. Ba na dua et ti ği za man dua ede nin du ası na ce vap
ve ri rim. Öy ley se, on lar da Be nim çağ rı ma ce vap ver sin ler ve Ba -
na iman et sin ler. Umu lur ki ir şad (doğ ru yo lu bul muş) olur lar.
(Ba ka ra Su re si, 186)
An cak bi lin me li dir ki, "ica bet", du ada is te nen her şe yin ve ril me si
de mek de ğil dir. Çün kü in san ca hil dir ve aye tte bildirildiği üzere "...
hay ra dua et ti ği gi bi, şer re de dua et mek te dir" (İs ra Su re si, 11). Bu
ne den le Al lah, her du aya ica bet eder, ama ba zen is te ne ni ve rir, ba -
zen de o is te nen şey ger çek te bir "şer"dir; ver mez.
Duanın ne olduğunun ise yine Kuran'a bakarak belirlenmesi ge-
rekir. Allah duayı yalnızca Kendisi'ne has kılınmış, korku ve umutla,
yalvara yalvara, için için yapılacak bir ibadet olarak bildirmektedir.
Bu özelliklere sahip olmayan, Allah'ın azametini takdir edemeyen
bir dua, gerçek bir dua olmayacaktır. Dua ancak, ihlaslı, candan, sa-
57