Page 69 - İslam'ın İnanç Esasları
P. 69
Adnan Oktar (Harun Yahya)
O'nun üretip-türettiği ekin ve hayvanlardan Allah için bir pay
ayırdılar, sonra kendi zanlarınca: "Bu Allah'ındır, bu da ortak-
larımızındır" dediler. Kendi ortakları için olan (pay), Allah ta-
rafına geçmez, ama Allah'a ait olan kendi ortaklarının tarafına
(payına) geçer. Ne kötü hüküm veriyorlar? (Enam Suresi, 136)
Görüldüğü gibi, müşrikler ellerindeki varlıkların bir kısmını
Allah'a bir kısmını ise putlarına adamakta, ancak sonra Allah'a ada-
dıklarından da tekrar kendi putlarına pay almaktadırlar. Bu, müş-
riklerin samimiyetsiz karakterlerinin bir örneğidir.
İnsanların başka bir varlığı Allah'tan daha çok sevmeleri veya
Allah'ı sever gibi sevmeleri de, Allah'a ortak koşmaktır. Aynı şekilde
herhangi bir varlıktan veya güçten, Allah'tan korkar gibi korkan kişi,
o varlığı veya gücü Allah'a ortak koşuyor, onun Allah'tan bağımsız
bir güce sahip olduğunu zannediyor demektir.
İnananların iman ettikleri gerçek ise, herşeyi Allah'ın yarattığı,
bütün işleri O'nun düzenlediği, sebeplerin hiçbir gücü olmadığı, her
olayı Allah'ın bir kadere göre yarattığı, iradenin ve takdirin Rabbi-
miz'e ait olduğudur. Allah'ın, Kuran'da bize öğrettiği gerçek iman
budur. Bu gerçeğin dışında bir çizgide inançlara sahip olmak, her-
şeyin kendiliğinden, tesadüfler sonucu olduğuna inanmak, sebep-
lerin yapma, yaratma gücü olduğunu sanmak da Allah'a şirk
koşmaktır. Allah, şirk koşanları bağışlamayacağını bir ayette şöyle
bildirmektedir:
Hiç şüphesiz, Allah, Kendisi'ne şirk koşanları bağışlamaz. Bunun
dışında kalanlar ise, (onlardan) dilediğini bağışlar. Kim Allah'a
şirk koşarsa elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır. (Nisa Suresi,
116)
67