Page 115 - Darwin'nin Türk Düşmanlığı
P. 115

Harun Yahya (Adnan Oktar)                   113


            olağanüstü derecede kompleks yapılara sahip olmasıdır. Canlı hücre-
            si, insanoğlunun yaptığı bütün teknolojik ürünlerden daha kompleks-
            tir. Öyle ki bugün dünyanın en gelişmiş laboratuvarlarında bile cansız
            maddeler biraraya getirilerek canlı bir hücre üretilememektedir.
                 Bir hücrenin meydana gelmesi için gereken şartlar, asla rastlantı-
            larla açıklanamayacak kadar fazladır. Hücrenin en temel yapı taşı olan

            proteinlerin rastlantısal olarak sentezlenme ihtimali; 500 aminoasitlik
                                                                         50
                                        950
            ortalama bir protein için, 10 'de 1'dir. Ancak matematikte 10 'de
            1'den küçük olasılıklar pratik olarak "imkansız" sayılır. Hücrenin çe-
            kirdeğinde yer alan ve genetik bilgiyi saklayan DNA molekülü ise,
            inanılmaz bir bilgi bankasıdır. İnsan DNA'sının içerdiği bilginin, eğer
            kağıda dökülmeye kalkılsa, 500'er sayfadan oluşan 900 ciltlik bir kü-
            tüphane oluşturacağı hesaplanmaktadır.

                 Bu noktada çok ilginç bir ikilem daha vardır: DNA, yalnız birtakım
            özelleşmiş proteinlerin (enzimlerin) yardımı ile eşlenebilir. Ama bu en-
            zimlerin sentezi de ancak DNA'daki bilgiler doğrultusunda gerçekleşir.
            Birbirine bağımlı olduklarından, eşlemenin meydana gelebilmesi için
            ikisinin de aynı anda var olmaları gerekir. Bu ise, hayatın kendiliğinden
            oluştuğu senaryosunu çıkmaza sokmaktadır. San Diego California Üni-

            versitesi'nden ünlü evrimci Prof. Leslie Orgel, Scientific American dergi-
            sinin Ekim 1994 tarihli sayısında bu gerçeği şöyle itiraf eder:
                 Son derece kompleks yapılara sahip olan proteinlerin ve nükleik asitle-
                 rin (RNA ve DNA) aynı yerde ve aynı zamanda rastlantısal olarak oluş-
                 maları aşırı derecede ihtimal dışıdır. Ama bunların birisi olmadan diğe-
                 rini elde etmek de mümkün değildir. Dolayısıyla insan, yaşamın kimya-
                 sal yollarla ortaya çıkmasının asla mümkün olmadığı sonucuna varmak
                 zorunda kalmaktadır. 126
                 Kuşkusuz eğer hayatın kör tesadüfler neticesinde kendi kendine

            ortaya çıkması imkansız ise, bu durumda hayatın yaratıldığını kabul
            etmek gerekir. Bu gerçek, en temel amacı Yaratılış'ı reddetmek olan ev-
            rim teorisini açıkça geçersiz kılmaktadır.
   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120