Page 119 - Darwin'nin Türk Düşmanlığı
P. 119
Harun Yahya (Adnan Oktar) 117
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahip-
tir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak zarar
verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:
Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak meydana
gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik, mutasyonların ev-
rimsel bir gelişme meydana getiremeyeceğini gösterir. Zaten yüksek de-
recede özelleşmiş bir organizmada meydana gelebilecek rastlantısal bir
değişim, ya etkisiz olacaktır ya da zararlı. Bir kol saatinde meydana ge-
lecek rasgele bir değişim kol saatini geliştirmeyecektir. Ona büyük ihti-
malle zarar verecek veya en iyi ihtimalle etkisiz olacaktır. Bir deprem bir
şehri geliştirmez, ona yıkım getirir. 129
Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı, yani genetik bilgiyi gelişti-
ren mutasyon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların zararlı ol-
duğu görüldü. Anlaşıldı ki, evrim teorisinin "evrim mekanizması" ola-
rak gösterdiği mutasyonlar, gerçekte canlıları sadece tahrip eden, sa-
kat bırakan genetik olaylardır. (İnsanlarda mutasyonun en sık görülen
etkisi de kanserdir.) Elbette tahrip edici bir mekanizma "evrim meka-
nizması" olamaz. Doğal seleksiyon ise, Darwin'in de kabul ettiği gibi,
"tek başına hiçbir şey yapamaz." Bu gerçek bizlere doğada hiçbir "ev-
rim mekanizması" olmadığını göstermektedir. Evrim mekanizması ol-
madığına göre de, evrim denen hayali süreç yaşanmış olamaz.
Fo sil Ka yıt la rı: Ara Form lar dan Eser Yok
Evrim teorisinin iddia ettiği senaryonun yaşanmamış olduğunun
en açık göstergesi ise fosil kayıtlarıdır.
Evrim teorisinin bilim dışı iddiasına göre bütün canlılar birbirle-
rinden türemişlerdir. Önceden var olan bir canlı türü, zamanla bir di-
ğerine dönüşmüş ve bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır.
Teoriye göre bu dönüşüm yüz milyonlarca yıl süren uzun bir zaman
dilimini kapsamış ve kademe kademe ilerlemiştir.