Page 509 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 509

Harun Yahya






             sıl olup da gerçekleştiğini hiçbir şekilde açıklayamaz, ancak birtakım varsayımlar öne sürerler. Evrimci Ro-
             ger Lewin, Darwinistlerin bu konuda içine düştüğü sıkıntıyı, Modern İnsanın Kökeni kitabında şu sözlerle ifa-
             de  eder: "Hala eksik durumdaki arkeolojik kayıtların her bakımdan belirsizliğinden olacak, bilim adamları bu soruya
             başka başka yanıtlar veriyorlar." 11

                 Arkeolojik bulguların gösterdiği gerçek ise, insanın var olduğu günden itibaren kültürel anlayışa sahip
             olduğudur. Bu anlayışta zaman zaman ilerlemeler, zaman zaman gerilemeler, keskin değişimler yaşanmış ol-
             ması mümkündür. Ancak bu, evrimsel bir süreç yaşandığı değil, kültürel bir gelişim ve değişim yaşandığı
             anlamına gelmektedir. Evrimcilerin, "ani değişiklik" olarak nitelendirdikleri sanatsal eserlerin ortaya çıkışı

             da, biyolojik (özellikle zihinsel yetenek) olarak insanın gelişimini gösteren bir durum değildir. O dönemde
             yaşayan insanlar birtakım toplumsal değişimler yaşamış olabilirler, sanat ve üretim anlayışları değişmiş ola-
             bilir, ama bu bilgiler, insanın ilkellikten modernliğe geçiş yaptığını gösteren veriler değillerdir.
                 Geçmiş insanların geride bıraktıkları arkeolojik izlerle, evrimcilere göre olması gereken anatomik ve bi-

             yolojik izlerin birbirleriyle tutarsızlığı da Darwinizm'in bu konudaki iddialarını bir kez daha geçersiz kıl-
             maktadır. (Darwinizm'in temel iddiası olan insanın sözde soy ağacını bilimsel olarak yıkan bilgiler için bkz.
             Harun Yahya, Hayatın Gerçek Kökeni.) Evrimci iddiaya göre, insanın kültürel gelişiminin de biyolojik gelişi-
             miyle doğru orantılı olması gerekir. Örneğin, insanlar önce basit çizgilerle sanatsal duygularını ifade etmeli,

             daha sonra bu çizgiler biraz daha gelişmeli, bu gelişme yavaş yavaş ilerleyerek sanatsal yetenek doruk nok-
             tasına ulaşmalıdır. Oysa, insanlık tarihine ait bulunan ilk sanatsal izler bu varsayımı temelden sarsmaktadır.
             Sanat tarihinin ilk örnekleri olarak kabul edilen mağara resimleri, oymaları ve kaya kabartmaları dönemin
             insanının çok üstün bir sanat anlayışına sahip olduğunu göstermektedir. Mağaralarda araştırmalar yapan bi-

             lim adamları, bu resimleri sanat tarihinin en önemli ve değerli çalışmalarından biri olarak değerlendirmek-
             tedirler. Resimlerdeki gölgelemeler, perspektifin kullanımı ve zarif çizgiler, kabartmalarda ustaca yansıtılan
             derinlik hissi, oymalarda güneş ışığının çarpmasıyla meydana gelen estetik oynamalar, evrimcilerin açıkla-
             yamayacakları özelliklerdir. Çünkü bunlar Darwinist iddiaya göre çok daha ileride ortaya çıkması gereken

             bir gelişmedir.































                                                                                                                         Lascaux'daki ma¤a-
                                                                                                                         ralarda bulunan du-
                                                                                                                         var resimlerinden
                                                                                                                         bir örnek. Bu res-
                                                                                                                         min, sözde may-
                                                                                                                         munluktan henüz
                                                                                                                         kurtulmufl ilkel bir
                                                                                                                         insan ürünü olma-
                                                                                                                         d›¤› aç›kt›r.












                                                                                                                          Adnan Oktar    507
   504   505   506   507   508   509   510   511   512   513   514