Page 53 - Pişman Olmadan Önce
P. 53
Adnan Oktar (Harun Yahya)
şız" de di ler. "Ha yır, biz (her şey den ve bü tün ser ve ti miz den)
yok sun bı ra kıl dık." (İç le rin de) Mu te dil olan bi ri de di ki: "Ben
si ze de me miş miy dim? (Al lah'ı) Tes bih edip yü celt me niz ge rek -
mez miy di?" De di ler ki: "Rab bi miz Se ni tes bih eder, yü cel ti riz;
ger çek ten biz ler za lim imi şiz." Şim di bir bir le ri ne kar şı ken di le -
ri ni kı na ma ya baş la dı lar. "Ya zık lar bi ze, ger çek ten biz ler az gın -
mı şız" de di ler. "Bel ki Rab bi miz, onun ye ri ne da ha ha yır lı sı nı
ve rir; şüp he siz biz, yal nız ca Rab bi mi z'e rağ bet eden kim se le -
riz." (Ka lem Su re si, 17-32)
Ne var ki insanların birçoğu, dünyadayken pişman olmaları ve
tevbe edip salih amellerde bulunmaları için kendilerine gelen uya-
rıyı, şartlar değiştiğinde ve kendilerine yeni bir fırsat tanındığında
hemen unutabilirler. Bu uyarıyı göz ardı edip eski tutumuna geri
dönenlerin ise, tevbe etmedikleri müddetçe bu nankörlükleri kar-
şılıksız kalmayacaktır. Hz. Salih (as)'ın kendilerine peygamber ola-
rak gönderildiği Semud kavminin yaşadıkları da böyledir. Allah'ın
elçisi onları açıkça uyardığı, pişman olacaklarını, azapla karşılaşa-
caklarını bildikleri halde ısrarla isyanda diretmişlerdir. Elbette
Allah vaadinden dönmeyendir ve vaat ettiği azabı bu insanlara
göstermiştir. Tüm insanlara ibret olacak bu gerçeği Allah Kuran'da
şöyle haber verir:
De di ki: "İş te, bu bir di şi de ve dir; su iç me hak kı (bir gün) onun,
bel li bir gü nün su iç me hak kı da si zin dir. Ona bir kö tü lük le do -
kun ma yın, son ra bü yük bir gü nün aza bı si zi ya ka lar." So nun da
onu (yi ne de) kes ti ler, an cak piş man ol du lar. Böy le ce azap on -
la rı ya ka la dı. Ger çek ten, bun da bir ayet var dır, ama on la rın ço -
ğu iman et miş de ğil dir ler. Ve şüp he siz, se nin Rab bin, güç lü ve
üs tün olan dır, esir ge yen dir. (Şu ara Su re si, 155-159)
51