Page 48 - Pişman Olmadan Önce
P. 48

Pişman Olmadan Önce


             pişmanlık duyarken, bunların tümünün kaderde olduğu için o şe-
             kilde gerçekleştiğini unutmazlar. Bu nedenle de cahiliye insanla-
             rında olduğu gibi, ‘kurtulamadıkları bir suçluluk hissiyle yaşamaz-

             lar’. Yaşadıkları pişmanlık da, “Nasıl yaptım?”, “Neden yaptım?”,
             “Keşke yapmasaydım...” gibi Kuran dışı mantıklara dayalı değildir.
             Herşeyin, yalnızca Allah öyle dilediği için yaratıldığının şuurunda-
             dırlar. Önemli gibi görünen bir hata da yapmış olsalar, büyük bir
             zarara da yol açmış olsalar, tüm bunları Allah'ın yarattığını, hepsi-

             nin kaderin bir parçası olduğunu ve hepsinde kendileri için pek
             çok hayır ve hikmet olduğunu bilirler. Bu nedenle de o hatadan
             sonraki hayatlarını suçluluk ve eziklik hisleri içerisinde geçirmez-
             ler. Hem Allah'tan korkarak hem de Allah’ın rahmetini umarak, sa-
             mimi olduklarını bilerek, ellerinden gelenin en iyisini yapmak için
             sürekli olarak çaba harcarlar.
                Elbette ki yaptıkları hataları unutmazlar. Ancak bu ‘unutama-

             malarından’ kaynaklanmaz. İmanın ve Allah korkusunun bir gere-
             ği olarak, hataları, iman edenlerin çok daha iyi insanlar olmalarına
             vesile olur. Müminler hatalarını işte bu sebeple unutmazlar. Bir ko-
             nuda belki bir kez hata yaparlar ama hayatlarının sonuna kadar ha-
             talarını hatırlayarak, o olaydan aldıkları dersten istifade ederek
             benzer bir tavır göstermekten sakınırlar.

                (Savaştan) Geri bırakılan üç (kişiyi) de (bağışladı). Öyle ki, bütün
                genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmişti, nefisleri de ken-
                dilerine dar (sıkıntılı) gelmişti ve O’nun dışında (yine) Allah’tan
                başka bir sığınacak olmadığını iyice anladılar. Sonra tevbe et-
                sinler diye onların tevbesini kabul etti. Şüphesiz Allah, (yalnızca)
                O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. (Tevbe Suresi, 118)

                Cahiliye ahlakını yaşayan kimi insanlar ise tevekkül edemedik-

                                           46
   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53