Page 47 - Pişman Olmadan Önce
P. 47
Adnan Oktar (Harun Yahya)
içine kapanması, çevresindeki insanlardan uzaklaşması, bitmeyen
bir suçluluk hissiyle yaşaması, bunalıma girmesi ve hayatının geri
kalanında sürekli olarak bu hatasının acısını çekmesi’ olduğunu sa-
nırlar. İşte bu ‘şeytani bir pişmanlık’ şeklidir. Ve bu pişmanlığın de-
vamında, o hatanın düzeltilmesi de söz konusu değildir. Sadece şir-
ke dayalı bir pişmanlığın sıkıntısı yaşanır.
Müminler ise yaşadıkları derin pişmanlık ile birlikte, çok üst bir
samimiyet elde ederler. -Allah'ın izniyle-, Allah'a daha da yakınla-
şırlar, Allah'a daha da derinden dua ederler. İman coşkuları, Kuran
ahlakını yaşamaktaki kararlılıkları, Allah'a olan bağlılıkları, ahirete
olan inançları, Allah korkuları çok daha fazla artar. Her konuda
çok daha iyi olmak için çok daha samimi kararlar alır, çok daha
fazla çaba harcayacak bir şevk ve enerji kazanırlar.
Cahiliye ahlakındaki kimi insanlar, herşeyi Allah'ın yarattığını
düşünmedikleri ve kadere iman etmedikleri için, hayatlarının so-
nuna kadar yaşadıkları pişmanlık hissinden ve suçluluk duygusun-
dan kurtulamazlar. “Eğer şöyle yapmamış olsaydım, bugün bu du-
rumlar oluşmazdı”, “Şu kişi bana şöyle yapmamış olsaydı, ben şim-
di çok farklı bir durumda olurdum” gibi, hiç bir faydası olmayacak
varsayımlar üzerinde düşünüp, üzülüp dururlar.
Müminler ise her hatalarından ders alırlar. Onlar da, “Şimdiki
aklım olsaydı asla öyle düşünmezdim ya da öyle davranmazdım”
derler ama olayların, Allah o şekilde dilediği için ve kaderde o şe-
kilde olması gerektiği için öyle gerçekleştiğini hiç unutmazlar. De-
falarca aynı tarihe döndürülseler, her seferinde de olayların aynı
şekilde gerçekleşeceğini bilirler.
Dolayısıyla müminlerin yaşadığı pişmanlıkta ‘şirk yoktur’. Ken-
dilerini kınarken, nefislerini eleştirirken ve yaptıklarından dolayı
45