Page 115 - Cahiliye Toplumundaki İnsan Karakterleri
P. 115
Harun Yahya (Adnan Oktar) 113
ren yanlış mantık ise şudur; bu kimseler sabit ücretlerle sabit
mevkilerde bulunurlar. Dolayısıyla da normalin üzerinde göste-
recekleri bir çaba onlara ne maaşları, ne mevkileri, ne de itibar-
ları açısından ek bir menfaat sağlamayacaktır. Bu durumda eks-
tra bir iş yüklenerek sadece boşuna yorulmuş olacaklarını dü-
şünürler.Ayrıca eğer yapılacak ek bir iş varsa bunu bir başkası-
nın üzerine bırakmak varken kendileri üstlenmeyi de cahiliye
bakış açısıyla "enayilik" olarak değerlendirirler. İşlerini hallet-
mek için gelen kişilere gösterecekleri tavırlara da hiç özen gös-
termezler. Çünkü bu insanlara gösterecekleri güzel ahlaklı bir
tavrı da "ek iş" olarak değerlendirirler.
İşte bu düşünceleri nedeniyle cahiliye ahlakına sahip olan
memurların büyük çoğunluğu çevrelerine karşı umursuz bir ka-
rakter geliştirir. Sadece kendilerine verilen işi yapar ve bunun
dışında birşey istendiğinde ya hiç ilgilenmez ya da bir başkasına
yönlendirirler. İşyerlerine gelip kendilerine bir soru soran kişi-
nin yüzüne ya hiç bakmaz ya da bakıp hiç cevap vermeden baş-
larını aşağıya doğru indirir ve işlerine devam ederler. Karşıların-
daki kişiyi mağdur durumda bırakmaktan hiç sıkıntı duymazlar.
Cahiliye ahlakındaki memurların bu baştan savma ve geçiştirici
tavırları artık tüm toplumun neredeyse ezberlediği bir manza-
radır.Karşılarındaki kimselere değer vermez ve sırf kendi rahat-
ları için gerekirse onları sebepsiz yere saatlerce kuyruklarda
bekletebilir ya da masa masa dolaştırabilirler. Umursuzlukları
nedeniyle insani yönlerinin pek çoğu körelmiştir. Halden anla-
mak, ince düşünmek, nezaket ya da hoşgörü göstermek için bir
gerekçe göremezler. Bu tavırları gösterseler de göstermeseler
de nasıl olsa maaşlarını alacaklardır.Ve karşılarındaki insanı da
bir daha görmeyeceklerdir zaten. Bu nedenle herşeyleri meka-
nikleşmiştir.Az konuşur, az güler, az düşünür ve sadece ellerine