Page 106 - Hz. Mehdi Hakkında Bilgiler
P. 106

HZ. MEHDİ (A.S.) HAKKINDA BİLGİLER


               NA GEÇİREN VE HAKİKAT-İ KUR'ÂNİYENİN MAYASIY-
               LA VE İMANIN NURUYLA VE İSLÂMİYETİN ŞEREFİYLE
               BESLENEN, TEKEMMÜL EDEN ÂL-İ BEYT, ELBETTE

               ÂHİR ZAMANDA, ŞERİAT-I MUHAMMEDİYEYİ VE HA-
               KİKAT-I FURKANİYEYİ VE SÜNNET-İ AHMEDİYEYİ
               (A.S.M.) İHYA İLE, İLÂN İLE, İCRA İLE, BAŞKUMANDAN-
               LARI OLAN BÜYÜK MEHDÎNİN  KEMÂL-İ ADALETİNİ

               VE HAKKANİYETİNİ DÜNYAYA GÖSTERMELERİ GA-
               YET MÂKUL OLMAKLA BERABER, GAYET LÂZIM VE
               ZARURÎ VE HAYAT-I İÇTİMAİYE-İ İNSANİYEDEKİ DÜS-
               TURLARIN MUKTEZASIDIR. (Şualar, ss.509-510)
        HZ. MEHDİ (A.S.)'IN ÜÇ VAZİFESİ

                   Saidu'n-Nursî imzalı "Tekbirâtü'l-Huccac fî Arafat" başlık-

               lı mektupta, "Nurun ehemmiyetli bir kısım şakirtleri pek mu-
               sırrâne olarak âhirzamanda gelen âl-i Beytin büyük bir mürşidi
               seni zannediyorlar. Sen de onların fikirlerini musırrâne kabul
               etmiyorsun, çekiniyorsun. Bu bir tezattır. Hallini isteriz" diye
               sormaları sebebiyle, onlara cevap olmak üzere, BUNDAN

               SONRA GELECEK MEHDÎ-İ RESULÜN, temsil ettiği kudsî
               cemaatin şahs-ı mânevîsinin ÜÇ VAZİFESİ OLDUĞU, BUN-
               LARIN İMANI KURTARMAK, HİLÂFET-İ MUHAMMEDİ-
               YE (A.S.M.) ÜNVANIYLA ŞEÂİR-İ İSLÂMİYEYİ İHYÂ ET-
               MEK VE İNKILÂBÂT-I ZAMANİYE İLE ÇOK AHKÂM-I
               KUR'ÂNİYENİN VE ŞERİAT-I MUHAMMEDİYENİN

               (A.S.M.) KANUNLARININ BİR DERECE TÂDİLE UĞRA-
               MASIYLA O ZÂT, BU VAZİFE-İ UZMÂYI YAPMAYA ÇA-
               LIŞIR. Nur şakirtleri birinci vazifeyi tamamıyla Risale-i Nur'da
               gördüklerinden, ikinci, üçüncü vazifeleri de, buna nisbeten
               ikinci, üçüncü derecededir diye, Risale-i Nur'un şahs-ı mânevî-

               sini haklı olarak bir nevi mehdi telâkki ediyorlar. Bir kısmı, o
               şahs-ı mânevînin bir mümessili olan bîçare tercümanını zan-
               nettiklerinden, bazan o ismi ona da veriyorlar. Hattâ, evliyanın


                                              104
   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111