Page 107 - Hz. Mehdi Hakkında Bilgiler
P. 107
Harun Yahya (Adnan Oktar)
bir kısmı, keramet-i gaybiyelerinde Risale-i Nur'u aynı o âhir-
zamanın hidâyet edicisi olduğu, bu tahkikatla teville anlaşılır
diyorlar. İki noktada bir iltibas var; tevil lâzımdır.
BİRİNCİSİ: ÂHİRDE İKİ VAZİFE, GERÇİ HAKİKAT NOK-
TASINDA BİRİNCİ VAZİFE DERECESİNDE DEĞİLLER.
FAKAT HİLÂFET-İ MUHAMMEDİYE (A.S.M.) VE İTTİ-
HAD-I İSLÂM AVAMDA VE EHL-İ SİYASETTE, HUSU-
SAN BU ASRIN EFKÂRINDA O BİRİNCİ VAZİFEDEN BİN
DERECE GENİŞ GÖRÜNÜYOR. Gerçi her asırda hidayet edi-
ci bir nevi mehdî ve müceddid geliyor ve gelmiş. FAKAT HER-
BİRİ ÜÇ VAZİFEDEN BİRİSİNİ BİR CİHETTE YAPMASI
İTİBARIYLA, ÂHİRZAMANIN BÜYÜK MEHDÎSİ ÜNVA-
NINI ALMAMIŞLAR.
İkincisi: ÂHİR ZAMANIN O BÜYÜK ŞAHSI ÂL-İ
BEYT'TEN OLACAK. Gerçi mânen ben Hazret-i Ali'nin (r.a.)
bir veled-i mânevîsi hükmündeyim. Ondan hakikat dersini al- HZ. MEHDİ (A.S.)'IN ÜÇ VAZİFESİ
dım. Ve âl-i Muhammed (a.s.m.) bir mânâda hakikî Nur şakirt-
lerine şâmil olmasından, ben de âl-i Beytten sayılabilirim. Fakat
Nurun mesleğinde hiçbir cihette benlik, şahsiyet, şahsî makam-
ları arzu etmek, şan ve şeref kazanmak olmaz. Nurda ihlâsı
bozmamak için uhrevî makamat dahi bana verilse, bırakmaya
kendimi mecbur bilirim diye, yarı muvafakat şeklinde bir ce-
vap verilmekte ve bu mehdîlik teklifi açık ve kesin olarak red-
dedilmemektedir. (Şualar, ss. 381-382)
Aziz, sıddık kardeşlerim, Evvelâ: Nurun fevkalâde has
şakirtleri, Sikke-i Gaybiye müştemilâtıyla, o evliya-yı meşhûre-
den, kırk günde bir defa ekmek yiyip kırk gün yemeyen
Osman-ı Hâlidî'nin sarih ihbarı ve evlâtlarına vasiyetiyle ve
Isparta'nın meşhur ehl-i kalb âlimlerinden Topal Şükrü'nün za-
hir haber vermesiyle çok ehemmiyetli bir hakikatı dâvâ edip,
105