Page 276 - Hz. Mehdi Hakkında Bilgiler
P. 276

HZ. MEHDİ (A.S.) HAKKINDA BİLGİLER


               şarılı birer algılayıcı olamamıştır. Ancak görme ve işitme olayında,
               tüm bunların ötesinde, çok büyük bir gerçek daha vardır.


                   Bey nin İçin de Gö ren ve Du yan Şu ur Ki me
                   Ait tir?

                   Beynin içinde, ışıl ışıl renkli bir dünyayı seyreden, senfonileri,
               kuşların cıvıltılarını dinleyen, gülü koklayan kimdir?
                   İnsanın gözlerinden, kulaklarından, burnundan gelen uyarılar,
               elektrik sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya ki-
               taplarında bu görüntünün beyinde nasıl oluştuğuna dair birçok detay
               okursunuz. Ancak, bu konu hakkındaki en önemli gerçeğe hiçbir yerde
               rastlayamazsınız: Beyinde, bu elektrik sinyallerini görüntü, ses, koku ve
               his olarak algılayan kimdir?
                   Beynin içinde göze, kulağa, burna ihtiyaç duymadan tüm bunla-
               rı algılayan bir şuur bulunmaktadır. Bu şuur kime aittir?
                   Elbette bu şuur beyni oluşturan sinirler, yağ tabakası ve sinir
               hücrelerine ait değildir. İşte bu yüzden, herşeyin maddeden ibaret ol-
               duğunu zanneden Darwinist-materyalistler bu sorulara hiçbir cevap
               verememektedirler. Çünkü bu şuur, Allah'ın yaratmış olduğu ruhtur.
               Ruh, görüntüyü seyretmek için göze, sesi duymak için kulağa ihtiyaç
               duymaz. Bunların da ötesinde düşünmek için beyne ihtiyaç duymaz.
                   Bu açık ve ilmi gerçeği okuyan her insanın, beynin içindeki bir-

               kaç santimetreküplük, kapkaranlık mekana tüm kainatı üç boyutlu,
               renkli, gölgeli ve ışıklı olarak sığdıran yüce Allah'ı düşünüp, O'ndan
               korkup, O'na sığınması gerekir.

                   Ma ter ya list Bir İnanç

                   Buraya kadar incelediklerimiz, evrim teorisinin bilimsel bulgu-
               larla açıkça çelişen bir iddia olduğunu göstermektedir. Teorinin ha-
               yatın kökeni hakkındaki iddiası bilime aykırıdır, öne sürdüğü evrim
               mekanizmalarının hiçbir evrimleştirici etkisi yoktur ve fosiller teori-
               nin gerektirdiği ara formların yaşamadıklarını göstermektedir. Bu
               durumda, elbette, evrim teorisinin bilime aykırı bir düşünce olarak
               bir kenara atılması gerekir. Nitekim tarih boyunca dünya merkezli


                                              274
   271   272   273   274   275   276   277   278   279   280   281