Page 44 - Hz. Mehdi Hakkında Bilgiler
P. 44

HZ. MEHDİ (A.S.) HAKKINDA BİLGİLER


               muşlar. Hattâ bazı ehl-i velayet "Onlar geçmiş" demişler. İşte
               bu da, kıyamet gibi, hikmet-i İlahiye iktiza eder (muhtaç olur,
               ihtiyaç hissettirir) ki; vakitleri taayyün etmesin (belli olmasın)

               . Çünki her zaman, her asır, kuvve-i maneviyenin (manevi
               kuvvetin) takviyesine medar (vesile) olacak ve yeisten (ümit-
               sizlikten) kurtaracak "Mehdi" manasına muhtaçtır. Bu mana-
               da, her asrın bir hissesi bulunmak lâzımdır. Hem gaflet içinde

               fenalara uymamak ve lâkaydlıkta nefsin dizginini bırakmamak
               için, nifakın başına geçecek müdhiş şahıslardan her asır çekin-
        HZ MEHDİ (A.S.)'IN ÇIKIŞ ZAMANI - TÜRKÇE
               meli ve korkmalı. Eğer tayin edilseydi, maslahat-ı irşad-ı umu-
               mî (Herkesi doğru yola sevketmenin gereği) zayi'(ziyan) olur-
               du.
                   Şimdi Mehdi gibi eşhasın (şahısların) hakkındaki riva-

               yatın (rivayetlerin) ihtilafatı (uyuşmazlıkları) ve sırrı şudur
               ki: Ehadîsi tefsir edenler, metn-i ehadîsi (hadisin tam metni-
               ni) tefsirlerine ve istinbatlarına (Müçtehid veya büyük bir âli-
               min gizli bir manayı içtihad ile meydana çıkarması) tatbik et-
               mişler. Meselâ: Merkez-i saltanat o vakit Şam'da veya

               Medine'de olduğundan, vukuat-ı Mehdiye veya Süfyaniyeyi
               Hz. (Mehdi (a.s.) ve Süfyan hadiselerini) merkez-i saltanat ci-
               varında olan Basra, Kûfe, Şam gibi yerlerde tasavvur ederek
               öyle tefsir etmişler. Hem de o eşhasın şahs-ı manevîsine veya
               temsil ettikleri cemaate ait âsâr-ı azîmeyi (büyük eserleri) o
               eşhasın (şahısların) zâtlarında tasavvur ederek öyle tefsir et-

               mişler ki, o eşhas-ı hârika çıktıkları vakit bütün halk onları
               tanıyacak gibi bir şekil vermişler. Halbuki demiştik: Bu dün-
               ya tecrübe meydanıdır. Akla kapı açılır, fakat ihtiyarı elinden
               alınmaz. Öyle ise o eşhas (şahıslar), hattâ o müdhiş Deccal da-
               hi çıktığı zaman çokları, hattâ kendisi de bidayeten (başlan-

               gıçta) Deccal olduğunu bilmez. Belki nur-u imanın dikkatiy-
               le, o eşhas-ı âhirzaman (Ahir Zaman şahısları) tanınabilir.
               (Sözler, s. 318)


                                              42
   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49