Page 83 - Hz. Mehdi Hakkında Bilgiler
P. 83

Harun Yahya (Adnan Oktar)


               vukuatla ispat etmiş ve ediyor, inşaAllah daha edecek. Ve öy-
               le kökleşmiş ki, inşaAllah hiçbir kuvvet Anadolu'nun sine-
               sinden onu (Risale-i Nur'u) çıkaramaz. TÂ AHİR ZAMAN-

               DA, HAYATIN GENİŞ DAİRESİNDE, ASIL SAHİPLERİ,
               YANİ MEHDÎ (26. TEKRAR) VE ŞAKİRTLERİ CENAB-I
               HAKKIN İZNİYLE GELİR, O DAİREYİ GENİŞLETTİRİR
               VE O TOHUMLAR SÜMBÜLLENİR. BİZLER DE KABRİ-

               MİZDE SEYREDİP ALLAH'A ŞÜKREDERİZ. (Kastamonu
               Lahikası, Sayfa 72, Tarihçe-i Hayat, Sayfa 258, Hizmet
               Rehberi, Sayfa 267, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Sayfa 153)




                                               8.



                   Aziz, sadık, muhterem kardeşimiz Hoca Haşmet,
               Senin, müceddid hakkındaki mektubunu hayretle okuduk ve
               Üstadımıza da söyledik. Üstadımız diyor ki: "Evet, bu zaman           HZ. MEHDİ (A.S.) BİR ŞAHIS OLARAK ZUHUR EDECEKTİR
               hem iman ve din için, hem hayat-ı içtimaî ve şeriat için, hem

               hukuk-u âmme ve siyaset-i İslamiye için gayet ehemmiyetli bi-
               rer müceddid ister. Fakat en ehemmiyetlisi, hakaik-i imaniyeyi
               muhafaza noktasında tecdid vazifesi, en mukaddes ve en bü-
               yüğüdür. Şeriat ve hayat-ı içtimaiye ve siyasiye daireleri ona
               nispeten ikinci, üçüncü, dördüncü derecede kalıyor. Rivâyât-ı
               hadisiyede, tecdid-i din hakkında ziyade ehemmiyet ise, imanî

               hakaikteki tecdid itibarıyladır. Fakat efkâr-ı âmmede, hayatpe-
               rest insanların nazarında zahiren geniş ve hâkimiyet noktasın-
               da cazibedar olan hayat-ı içtimaiye-i İslamiye ve siyaset-i dini-
               ye cihetleri daha ziyade ehemmiyetli göründüğü için, o adese
               ile, o nokta-i nazardan bakıyorlar, mana veriyorlar. "Hem bu

               üç vezâifi birden bir şahısta, yahut cemaatte bu zamanda bu-
               lunması ve mükemmel olması ve birbirini cerh etmemesi pek
               uzak, âdeta kabil görülmüyor. ÂHİRZAMANDA, ÂL-İ


                                            81
   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88