Page 176 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 176

SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZA İSNAT EDİLEN SUÇLAMALAR VE CEVAPLARI
                  SAYIN ADNAN OKTAR HER DÖNEMDE ERBAKAN HOCAMIZA VEFASINI GÖSTERMİŞTİR


                  2010 yılındaki Saadet Partisi’nin kongre sürecinde Erbakan Hocamız türlü baskılara, incitici
               sözlere ve vefasızlığa maruz kalmıştır. Medyada büyük bir kesim tarafından hemen her gün Hoca-
               mız’ı yıpratmaya ve davasından vazgeçirmeye yönelik yazılar yer almıştır.  Bu süreçte birçok kişi
               Erbakan Hocamız’ı yarı yolda bırakarak vefasızlık göstermiş, hatta Milli Gazete’den belli bir kesim
               dahi çekimser kalmış ve Hocamız’a gereken desteği vermemiştir. Aynı dönemde Sayın Adnan Ok-
               tar ise hiçbir taviz vermeden ve kimseye aldırış etmeden Erbakan Hocamız’a tam destek vermiş

               vebunu canlı yayın konuşmalarında her fırsatta dile getirmiştir. Örneğin, Taha Akyol’un Erbakan
               Hocamız ile ilgili kaleme aldığı olumsuz bir yazı hakkında Sayın Adnan Oktar’a görüşü soruldu-
               ğunda, Taha Akyol’un olumsuzyazılarının Sayın Erbakan’a karşı olan sevgi ve saygısını daha da
               pekiştirdiğini söylemiştir:



                         “Allah senden razı olsun Taha kardeş. Erbakan Hocam’a sevgimi, muhabbetimi deliliğe çe-
                      virdi, delilik derecesinde seviyorum. Erbakan Hocam’ın ben tırnağı edemem, tırnağı. O benim
                      canım, dünyada ahirette yanındayım, ayağının tozuyum ben onun inşaAllah. Şahsım adına
                      konuşuyorum, şahsım adına. Dünyanın en mükemmel insanıdır. Erbakan ve ne diyorsa doğru.
                      Ne diyorsa o. Ben ona göre hareket edeceğim inşaAllah.”





                         “Çok  büyük  hizmeti  olmuştur,  çok  mubarek,  muhterem  insandır.  Kalp  ehlidir,  ehl-i
                      velayettir, mübarek bir insandır. Bak bu yaşında, daha hala Allah’ın ismini etrafa yayıyor.
                      Daha hala cehd içinde, gayret içerisinde, dünyadan hiçbir çıkarı yoktur. Ne eziyetler gördü,
                      ne zorluklar gördü. Taha (Akyol) Hocam kendince bir şeyler anlatıyor ama (Taha Akyol’un
                      menfi yazısı) bizi coşturdu, bizi coşturdu. Erbakan Hocamız’ın kıymetini daha çok görmüş
                      olduk.”





                  Sayın Adnan Oktar Milli Gazete kadrosuna da Erbakan Hocamız’a karşı yürütülen psikolojik
               savaşta yanında yer almaları, saygı, sevgi ve vefalarını bir an önce göstermeleri için çağrıda bulun-
               muştur:
                         Adnan Oktar: “ Bir dava adamına, koskoca dava adamına akıl almaz bir muamele yapıldı.
                      Gazetelerde ismi çıkmıyor mesela, Milli Gazete’de, resmi çıkmıyor. Taha Akyol’un talimatları
                      emir gibi olmuş. Aydın Doğan’ın talimatları emir gibi olmuş ve Erbakan Hocamız da unu-
                      tulmuş. Bu benim çok ağrıma gitti. Unutmam da ben bunu yani asla unutmam. Telafi edilse
                      de. Yani ben kindar değilim, affederim ama asla unutmam ben bunu. Hiçbir zaman için de
                      unutmayacağım.


                         Ne oldu Milli Gazete’ye? Yani ur mu çıktı, bir rahatsızlık mı var tam anlayamadım, değil
                      mi? Bu beni rahatsız etti. Yıllarca göklere çıkarttınız benim canım Hocam’ı değil mi? Sevgiyle
                      yücelttiğiniz canım Hocam’a, birdenbire bu tavır değişikliği ne? Sür manşetten verirdiniz Ho-
                      cam’ı, değil mi? Hep ondan bahsederdiniz ve biz de sevgiyle onun güzel sözlerini dinlerdik.


                                                          176
   171   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181