Page 253 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 253

d)  Atılan başlıkların, manşetlerin, haber içeriklerinin tamamı aynıdır. Farklı görüş ve yapılara
                      sahip medya kuruluşlarında dahi söz konusu yalan haberler aynı mantık, aynı başlıklar,
                      hatta aynı kelimeler ile birebir benzer şekilde yer almıştır. Bu haberlerin, haber ajansları
                      kanalıyla medya kuruluşlarına ulaştırılmadığı, normal, doğal, günlük haber akışının neti-
                      cesinde manşetlere taşınmadığı son derece açıktır. Dolayısıyla bu tablo, yalan haberlerin

                      tümünün kaynağının tek bir merkez olduğunu göstermektedir.
                  Tüm bu gerçekler, uygulanan kara propagandanın uygulandığı takvim ve kronoloji incelendi-

               ğinde de açıkça görülmektedir. Basında çıkan yalan haberleri tarihleriyle birlikte incelediğimizde,
               adeta bir sepetten teker teker çıkartılıp birer ikişer gün ara ile sistematik olarak servis edildiğini
               görüyoruz. Gerekli yoğunlukta gündem ve kamuoyu infiali oluşturulduktan sonra ise bu aralık bir
               haftaya, on güne çıkarılmıştır. Bu karapropaganda sürece halen devam etmektedir.

                  Şimdi basında yer alan bu haberlerdeki iddialara ve bunların birer iftira olduğunu ortaya koyan
               açıklama ve delillerimize geçelim.



               10.2.  Kod isimler kullanıldığı iddiası doğru değildir



                  Bu iddia İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri tarafından araştırma yapılarak, teknik takip
               veya başkaca istihbari yöntemlerle elde edilmiş delillere dayanmamaktadır. Bu iddia, camiamızı
               FETÖ benzeri bir yapılanma gibi lanse edip ceza almalarını sağlamaya çalışan husumetli müşteki-
               lerin kötü niyetli beyanlarına dayandırılmıştır.

                  FETÖ/PDY  bakımından  olaya  baktığımızda,  FETÖ/PDY  örgüt  üyelerinin  aileleri  tarafından
               verilen yasal isimlerinin dışında yeni isimler kullandıklarını görüyoruz. Böylelikle birçok örgüt
               üyesinin birbirini gerçek isimleriyle tanımamaları sağlanmaktadır.

                  Örneğin FETÖ’nün hücre yapılanmasında, aynı kurumda yan yana çalışanlar dahi birbirinin
               FETÖ kimliğinden habersizdir. Bağlantılar, sadece kod adını bildiği bir «abi» ile sürekli olarak
               görüşmek  şeklinde  yürütülmektedir.  Kod  adları  kişinin  gerçek  kimliğini  saklayacak  şekilde
               düzenlenmiştir. Örneğin;
                  “Ahmet” kod adlı Levent T., “Sait” kod adlı Sadık K., “Yavuz” kod adlı Nihat M., “İlhan” kod adlı

               FatihD., “Ömer” kod adlı Önder Y., “Mesut” kod adlı Avşar Z., “Asım” kod adlı Evren P., “Baki” kod adlı
               Reşat Ş., “Ünal” kod adlı Ömer E., “Yılmaz” kod adlı Yıldırım S...

                  Terör örgütlerinin ağır suç kapsamına giren eylemleri sırasında tespit edilmeyi ve yakalanmayı
               güçleştirmek amaçlı olarak bu şekilde kod adı kullanmayı tercih ettikleri bilinmektedir. Örneğin
               PKK Terör Örgütü’ne baktığımızda da, aynı şekilde kod adlarının gerçek kimlikleri saklamak ama-

               cıyla kullanıldığını görmekteyiz, mesela;
                  “Roni” kod adlı Gazi Bahadır,”Serdar” kod adlı Serkan Tan,”Mervan” kod adlı Yunus Dalgın,”Zey-
               nel” kod adlı Mehmet Yakışır,”Aram Civan” kod isimli Osman Gülen,”Delal Amed” kod adlı Hülya Eroğ-
               lu,”Atakan Mahir” kod adlı İbrahim Çoban,”Mam Zeki Şengali” kod adlı İsmail Özden


                  Oysa arkadaşlarımız arasında ne “kod adı” ne de gerçek adından başka bir ad kullanımı bulun-

                                                          253
   248   249   250   251   252   253   254   255   256   257   258