Page 72 - Allah İçin Yaşamak
P. 72
Allah İçin Yaşamak
Sözgelimi Hz. Nuh (as), gönderildiği toplumu -tüm peygamberler
gibi- yalnızca Allah'a kulluk etmeye çağırmıştı. Yalnızca Allah'a kulluk
üzerine bina edilmiş bir düzen ise, elbette batıl sistem sayesinde güç
ve statü elde etmiş olan kavminin "önde gelenleri"nin çıkarlarına ters
düşmüştü. Ama bu "önde gelenler" elbette "bu kişinin istedikleri çıkar-
larımıza ters düşüyor" dememişlerdir. Tam tersine, Hz. Nuh (as)'ı -
büyük bir iftirada bulunarak- çıkar peşinde koşmakla, "makam ve
mevki" kazanmaya çalışmakla suçladılar. Rabbimiz bu durumu ayet-
lerinde şöyle haber vermiştir:
Andolsun, Biz Nuh'u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik.
Böylece kavmine dedi ki: "Ey Kavmim, Allah'a kulluk edin.
O'nun dışında sizin başka ilahınız yoktur, yine de sakınmayacak
mısınız?" Bunun üzerine, kavminden inkara sapmış önde ge-
lenler dediler ki: "Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası
değildir. Size karşı üstünlük elde etmek istiyor..." (Müminun Su-
resi, 23-24)
Aynı akılsızca suçlama Hz. Musa (as) ve Hz. Harun (as)'a da ya-
pılmıştır. Ayette haber verildiği üzere, Firavun ve çevresi onlara; "...
Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevir-
mek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz?
Biz, sizin ikinize inanacak değiliz." (Yunus Suresi, 78) demişlerdir.
Müminlere atılan iftiralar daha farklı boyutlara da varabilir. Tarih
boyunca Allah'ın elçileri, etraflarındaki müminleri "büyüleyip-kan-
dırmakla" suçlanmışlardır:
Dediler ki: "Bunlar (Musa ve Harun) her halde iki sihirbazdır,
sizi sihirleriyle yurdunuzdan sürüp-çıkarmak ve örnek olarak
tutturduğunuz yolunuzu (dininizi) yok etmek istemektedirler."
(Taha Suresi, 63)
70