Page 76 - Allah İçin Yaşamak
P. 76
Allah İçin Yaşamak
Kitap'ta İbrahim'i de zikret. Gerçekten o, doğruyu-söyleyen bir
peygamberdi. Hani babasına demişti: 'Babacığım, işitmeyen,
görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şey-
lere niye tapıyorsun?' (Meryem Suresi, 41-42)
Mümin, yalnızca Allah'ın hoşnutluğunu aradığı, yalnızca O'na
yalvardığı, yalnızca O'ndan istediği için sadece Allah'a yönelir. Allah
dışında hiç kimseyi hoşnut etme ihtiyacı duymaz, Allah'tan başka-
sından medet ummaz. İnsanın gerçek özgürlüğü, zaten ancak, bu
gerçeği kavrayarak Allah'a yönelmesiyle olur.
Gerçek imana sahip olmayanların hayatları ise, müminin tam
tersine, sayısız sahte ilahın boyunduruğu altındadır. Böyle insanlar,
hayatlarını sayısız insanı hoşnut etmeye adarlar. İnsanlardan yardım
isteyip medet umarlar. Oysa kendi cahil mantıklarınca zihinlerinde
ilahlaştırdıkları bu varlıklar da aynen kendileri gibi aciz birer
"kul"dur. Elbette ki bu varlıklar onların isteklerine cevap veremezler,
onları kurtaramazlar. Ölüm, bu sahte ilahların insana gerçekte hiçbir
yararı olmadığını ortaya koyan en kesin gerçektir. Ama, bu hayali
ilahların hayali olduklarını anlamak için ölümü beklemek, çok geç
kalmak anlamına gelir. Allah Kuran'da, bu insanların içinde bulun-
duğu çıkmazı şöyle tarif eder:
Yardım görürler umuduyla, Allah'tan başka ilahlar edindiler.
Onların (o ilahların) kendilerine yardım etmeye güçleri yetmez;
oysa kendileri onlar için hazır bulundurulmuş askerlerdir. (Yasin
Suresi, 74-75)
İşte mümin olmayanların hayatları bu çarpık temel üzerine ku-
rulmuştur. Bu temelden dolayı müminlerle diğer insanlar arasındaki
bir başka önemli fark daha ortaya çıkar: Müminler kendilerine reh-
ber olarak, Allah'ın onlara verdiği kıstasları kabul eder, Hak kitap
74