Page 90 - Güzel Söze Uymanın Önemi
P. 90
88 GÜZEL SÖZE UYMANIN ÖNEMİ
Yok sa kö tü lük le re ba tıp-ya ra alan lar, ken di le ri ni iman
edip sa lih amel ler de bu lu nan lar gi bi kı la ca ğı mı zı mı
san dı lar? Ha yat la rı ve ölüm le ri bir mi (ola cak)? Ne kö -
tü hü küm ve ri yor lar. (Ca si ye Su re si, 20-21)
Kuş ku suz böy le in san lar dan olu şan top lum lar da da gü zel bir
ha yat sür mek müm kün ol maz. Al lah pek çok aye tin de ken di le ri -
ne ve ri len öğüt le ri din le me ye ya naş ma yan, gü zel sö ze da vet edil -
dik le rin de bun dan yüz çe vi ren, Al lah'ın hoş nut ola ca ğı bir ya şam
sür dür me yi ka bul et me yen top lum la rı zor lu bir azap la uya rır. Bu
ayet ler den ba zı la rı şu şe kil de dir:
"Ey kav mi miz, Al lah'a da vet ede ne ica bet edin ve O'na
iman edin; gü nah la rı nız dan bir kıs mı nı ba ğış la sın ve si zi
acı bir azap tan ko ru sun. Kim Allah'a da vet ede ne ica bet
et mez se, ar tık o, yer yü zün de (Al lah'ı aciz bı ra ka cak de -
ğil dir ve onun O'ndan baş ka) ve li le ri yok tur. İş te on lar,
apa çık bir sa pık lık için de dir ler." (Ah kaf Su re si, 31-32)
Ona ayet le ri miz okun du ğun da, san ki işit mi yor muş ve
ku lak la rın da bir ağır lık var mış gi bi, bü yük lük tas la ya rak
(müs tek bir ce) sır tı nı çe vi rir. Ar tık sen ona acı bir azap
ile müj de ver. (Lok man Su re si, 7)
Ken di le ri ne dün ya da ya pı lan çağ rı la ra ica bet et me yen, in kar la -
rı nı sür dü ren in san la rın pek ço ğu, an cak kı ya met sa ati nin gel me -
sin den son ra ken di le ri ne söy le nen le rin ne ka dar önem li ol du ğu -
nu an la ya cak ve dün ya ha yat la rın da gü zel sö ze uy ma dık la rı için
piş man ola cak lar dır. An cak bu nun bir fay da ver me ye ce ği açık tır;
bu du rum bir ayet te şöy le ha ber ve ril mek te dir:
Ar tık on lar, kı ya met-sa ati nin ken di le ri ne apan sız gel me -
sin den baş ka sı nı mı göz lü yor lar? İş te onun işa ret le ri gel -
miş tir. Fa kat ken di le ri ne gel dik ten son ra öğüt alıp-dü -
şün me le ri on la ra ne yi sağ lar? (Mu ham med Su re si, 18)