Page 145 - Kuran Ahlakında Fedakarlığın Önemi
P. 145

Adnan Oktar (Harun Yahya)


                 Tüm bu karanlık tablo bir yana, dünyayı kasıp kavuran bu büyük
             bela aslında kolayca ortadan kalkabilir. Bu ise yalnızca, Allah'ı hoşnut
             edememe ve O'nun sevgisini kaybetme kaygısından kaynaklanan
             Allah korkusuna ve Allah sevgisine dayalı din ahlakı ile mümkün.

             Nitekim dinin getirdiği güzel ahlak olmadan gerçek sevginin oluşması
             imkansız. Çünkü sevginin şartları ve sevgiyi ayakta tutan unsurlar
             yalnızca dindeki güzel ahlak ile var olabiliyor; fedakarlık, sabır,
             diğergamlık, affedicilik gibi... Bu özelliklerin biri dahi eksik olsa
             gerçek sevgi oluşmuyor. Örneğin affedicilik olmasa sevgi ayakta du-
             ramıyor, yıkılıyor. Sabır olmasa sevgi zamanla kaybolup yok oluyor.
             Fedakarlık olmasa yine aynı şekilde; sevgi ölüp gidiyor. Sevgi adeta
             birçok küçük çarkın biraraya gelmesiyle oluşan bir saat gibi. Küçük
             çarklardan biri işlemese büyük çark dönmüyor. Sevgi de böyle.
                 Kısacası sevginin zeminini oluşturan ortamı yalnızca çok güçlü
             bir Allah sevgisi, O'nu çok sevmenin ve hoşnut etme arzusunun ge-
             tirdiği Allah korkusu ve güzel ahlak sağlıyor. Sevgisiz, zalim, bencil
             nefsani duygular ancak Allah'tan korkup sabır ve itinayla güzel ahlak
             devam ettirildiğinde törpüleniyor. Aksi takdirde kişi kabus gibi bir
             hayat yaşamaya mahkum oluyor; kalbindeki bencilliğinin karşılığında
             bencillik görüyor ve gerçek sevgiyi, gerçek dostluğu, gerçek kardeşliği
             hiçbir zaman tadamıyor.
                 Oysa sevgi herkesin içinde var. Herkesin ruhunda sevgiye yer
             var. Sevgisiz, acımasız bir dünyanın kimseye faydası yok. İnsanları

             içine düştükleri bu karanlık dünyadan çekip almaya çalışmak, sevgiyi,
             merhameti, bağışlamanın güzelliğini ve sevgi dolu olmanın ruha
             verdiği huzuru anlatmak hepimizin görevi olmalı.









                                            143
   140   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150