Page 83 - Karanlık Tehlike Bağnazlık
P. 83
Adnan Oktar
(Harun Yahya)
Rabbimiz, söz konusu münafıkların saldırganlıklarını belirt-
miş ve savaşmak istemeyen münafıkları ayrı tutmuştur:
Ancak sizinle aralarında andlaşma bulunan bir kavime sığı-
nanlar ya da hem sizinle, hem kendi kavimleriyle savaşmak (iste-
meyip bun)dan göğüslerini sıkıntı basıp size gelenler (dokunul-
mazdır.) Allah dileseydi, onları üstünüze saldırtır, böylece sizinle
çarpışırlardı. Eğer sizden uzak durur (geri çekilir), sizinle savaş-
maz ve barış (şartların)ı size bırakırlarsa, artık Allah, sizin için
onların aleyhinde bir yol kılmamıştır. (Nisa Suresi, 90)
Savaş konusu ile ilgili ayetlerin o anki durum ve şartlara göre
tarif edilmiş, o dönemdeki olayları kapsayan, savunma savaşları
olduğu, yalnızca saldırıyı başlatan saldırgan, masum insanları
öldüren, fitneci, bozguncu müşriklere ve münafıklara karşı mecbur
kalındığı için yapıldığı, esas olanın ise öncelikle barışı aramak ve
korumak olduğu aslında açıktır. Üstelik, Kuran’a göre herhangi bir
kişi ya da grup “Ben şu ülkeyi, şu toplumu, şu din mensuplarını
düşman ilan ettim” diyerek fevri kararlar alıp savaş başlatamaz.
Özellikle de sivil, zulümle hiçbir bağlantısı olmayan masum insan-
lara asla saldıramaz. İbadethaneleri hedef alamaz. Dolayısıyla
Kuran şiddetin tüm yollarını kapamıştır. Bu ayetlerin, anlamları
değiştirilerek, radikallerin nefret ve öfke politikaları için kullanıl-
malarının en büyük sebebi, yüzlerce sahte hadisin İslam'a dahil
edilmesi, bir kısım tefsircilerin yanlış bakış açıları ve bazı toplum-
ların geçmişten getirdiği şiddet kültürünün içiçe geçmiş olmasıdır.
Oysa Kuran, İslam'a sonradan eklenmiş olan sahte hadislerden,
hurafelerden, batıl geleneklerden arınarak, tertemiz ve aydınlık bir
zihinle okunmalıdır. Dönemin savaş ortamıyla değerlendirildiğin-
de, ayetlerin anlamları olağanüstü derecede açıktır.
81