Page 201 - İmanın Güzellikleri
P. 201
Harun Yahya (Adnan Oktar)
haksızlığa yol açmamak için bu tür bir önlem en hayırlı olandır. Üşen-
mek, tembellik gibi nefsani durumlar da ayetin hükmünün ihmal edil-
mesine kesinlikle gerekçe olamaz.
ALLAH'IN VE DİNİN ALEYHİNDE KONUŞULAN
ORTAMI TERK ETMEK
Müminler hiçbir şekilde inançlarından, taviz vermezler. Her
mümin, bulunduğu ortamda, Allah'ın ve O'nun dininin temsilcisidir.
Bu gerçeğin şuurunda olan ve bu sorumluluğu taşıyan mümine,
Allah'ın ve dinin aleyhine konuşulan ortamlarda bulunmak yakışmaz.
Zaten bu durum Kuran ayetlerinde kesin olarak yasaklanmıştır:
O, size Kitapta: "Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla
alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze dalıp geçinceye
kadar, onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye
indirdi. Doğrusu Allah, münafıkların ve kafirlerin tümünü
cehennemde toplayacak olandır. (Nisa Suresi, 140)
Ayetlerimiz konusunda 'alaylı tartışmalara dalanlar': -onlar bir
başka söze geçinceye kadar- onlardan yüz çevir. Şeytan sana
unutturacak olursa, bu durumda hatırlamadan sonra, artık zul-
meden toplulukla beraber oturma. (Enam Suresi, 68)
Cahiliye toplumunun fertlerinin temel özelliği Allah'ın kadrini tak-
dir edememeleri ve O'nun gücünden gaflet içinde olmalarıdır. Bu şuur-
suzluğun verdiği çirkin bir cesaretle, kendilerince vicdanlarını rahatlat-
mak için müşrikler zaman zaman Allah'ın ve dinin aleyhinde konuş-
malar yapabilirler. Bu, kimi zaman açık bir saldırı, kimi zaman imalı laf
dokundurmalar, kimi zaman din hakkında cahilce ahkam kesme şek-
linde olabilir. Şartlar ne olursa olsun, böyle bir ortam oluştuğunda, eğer
bu durumu düzeltme imkanı yoksa, orayı terk etmek mümin için farz-
dır. Bu duruma kayıtsız kalmak, ortamın bir parçası olmak, Allah'ın
şanını ve şerefini yüceltmekle görevli mümine yakışmadığı gibi zaten
Kuran'da haram kılınmıştır.
199