Page 212 - İmanın Güzellikleri
P. 212

İmanın Güzellikleri


                            HİÇBİR ŞEYİN MÜMİNLERİ

                          ADALETTEN ALIKOYMAMASI
                 Adalet, insanlar arasındaki anlaşmazlıklara çözüm getirirken hak

             sahibine tarafsız bir şekilde hakkını vermek anlamına gelir. Ancak
             Kuran ahlakını yaşamayan insanlar genelde tam ve kesin bir adalet
             anlayışıyla hareket etmezler. Karar verirken birçok dış etken onların
             kararlarını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir. Örneğin hakkın-
             da karar vereceği insanlardan, kendisine daha yakın gördüğü kişinin
             lehine karar alabilir. Ya da menfaatine uygun gördüğü ve kendisine
             fayda sağlayacağını düşündüğü şekilde hüküm verebilir. Yani her türlü
             şahsi çıkar uğruna kararında adil olmayabilir.  Ancak insanların adalet-
             sizlikleri en çok, kin duydukları kişilere olan tavırlarında ortaya çıkar.

             Nefsi kaplayan bir kin duygusunda kişi, karşısındaki insan hakkında
             olumlu bir karar almakta zorlanabilir. Geçmişten gelen içinde sakladığı
             bir kin, karşı tarafta haklılık payı bile olsa bu haklılığı ortaya çıkarması-
             na izin vermeyebilir. Ya da kin duyduğu topluluk veya kişinin hakkına
             tecavüz ettirebilir.
                 Bu nedenle Allah kinin adaleti engelleme yönüne özellikle dikkat
             çekmiş ve Müslümanları bu konuda uyarmıştır.

                 Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta
                 tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın.
                 Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakı-
                 nın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.
                 (Maide Suresi, 8)
                 Ayetin emri gereği Müslümanlar yakınlık, menfaat, akrabalık bağı
             ya da kin gibi konular sebebiyle hiçbir zaman karşılarındaki kişi ya da
             topluluğa karşı adaletsizlik yapmazlar. Karşılarındaki kişinin inancı,
             düşüncesi, felsefesi ne olursa olsun, Müslümanların kendi inançlarına

             aykırı da olsa, bu onların bu topluluk hakkında doğru kararı almalarına
             engel değildir. Hiçbir zaman duygularına kapılarak hareket etmez ve
             akılcılıktan uzaklaşmazlar. Verecekleri hüküm kendi aleyhlerine bile
             olsa, doğruyu gizlemez ya da saptırmazlar.




                                              210
   207   208   209   210   211   212   213   214   215   216   217