Page 215 - İmanın Güzellikleri
P. 215
Harun Yahya (Adnan Oktar)
Bu nedenle Allah peygamberlerini "uyarıcı" olmalarının yanı sıra,
"müjde vericiler" olarak da tanımlar.
"İNŞAALLAH" DEMEK
Allah insanları zamana ve mekana bağımlı olarak yaratmıştır.
Ancak Allah, zamanı ve mekanı zaten Kendisi yarattığı için bunlardan
münezzehtir. Ve ikisini de dört bir yandan sarıp kuşatandır. İnsan yara-
tılışı gereği zamanın ve mekanın içinde yaşamak zorundadır. Hiçbir
zaman, hiçbir şekilde bu durumunu değiştiremez. Ancak Allah zamanı
ve mekanı hem içten hem de dıştan görür ve kontrolü altında bulundu-
rur. Bu şu demektir: Allah insanın yaşadığı hayatın başını, sonunu,
ortasını aynı anda görür, bilir. Allah için kainatın ilk başlangıç anıyla,
kainatın sonu olan kıyamet saati arasında hiçbir zaman farkı yoktur.
İnsan için bu arada çok uzun bir zaman farkı vardır. Ancak bizim otuz
santimlik bir cetvele baktığımızda başıyla sonunu aynı anda görmemiz
gibi, Allah da kainatın başlangıcını ve sonunu aynı anda bilme ve görme
gücüne sahiptir.
Bu nedenle insanların geçmişleri, o anları ve gelecekleri Allah
Katında belirlenmiş bir yazgıdır. Allah bunu bize Kuran'da kader kav-
ramı ile açıklamıştır. İnsan hiçbir şekilde bu kaderin dışına çıkamaz.
Kısaca insanın geleceği ancak Allah'ın belirlediği şekilde gerçekleşir.
Bu nedenle Allah insanların gelecekte yapacakları işler hakkında
konuşurken "İnşaAllah" demelerini bildirmiştir. Çünkü insan ne plan-
larsa planlasın sonuçta Allah'ın dilediğinin dışında hiçbir şey gerçekleş-
meyecektir.
Müslümanlar da gayb içinde yalnızca Allah'ın dilediklerinin ger-
çekleşeceğine iman ettikleri için, bir dakika sonrası için bile olsa hiçbir
şekilde kesin bir dille konuşmaz ve muhakkak sözlerini Allah'ın dile-
mesiyle anlamına gelen "İnşaAllah" diyerek bitirirler.
Hiçbir şey hakkında: "Ben bunu yarın mutlaka yapacağım"
deme. Ancak: "Allah dilerse" (inşaAllah yapacağım de)... (Kehf
Suresi, 23-24)
213